Çocuk Yetiştirmede 20 Önemli Kural!

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, iyi, başarılı ve mutlu çocuk yetiştirmenin kurallarını sıraladı. Tarhan, ebeveynin büyük hatasına da dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuk yetiştirmede en önemli konunun çocukla doğru iletişim kurmak olduğuna dikkat çekerek, disiplin ve nasihatin dengeli olması gerektiğini vurguladı.

İyi, başarılı ve mutlu çocuk yetiştirmenin ilk kuralının çocuk ile doğru iletişim kurmak olduğuna dikkat çeken Tarhan, anne-babalara çocuklarını korumacı tavırla yetiştirmek yerine, onlara mücadele etme yolunun gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

İYİ, BAŞARILI VE MUTLU ÇOCUK YETİŞTİRME KURALLARI

Tarhan bunun için anne ve babalara çocuk yetiştirme 20 sihirli kuralı açıklıyor.

İşte o kurallar:

1- Çocuk yetiştirmenin birinci adımı, çocuğun şefkatli-karakterli anne-babasıyla huzurlu bir ortamda büyütülmesidir.

2- Anne-babanın çocuğu kendi parçası olarak görüp onun hayatı hakkında her şeyi bilmeye çalışması doğaldır ancak çocuğun da özelline saygı duyulmalı ve kendini özgür hissetmesine fırsat tanınmalı.

3- Çocuğun mutluluğu, ebeveynin mutluluğunun önüne geçmemeli. Ancak ikisi arasında sağlıklı bir denge kurulmalıdır.

4- Ebeveyn, çocuğunu bütün güçlüklerden korumak yerine, ona sorumluluk duygusunu ve güçlükleri birlikte aşmayı öğretmelidir.

5- Ailenin yükünü ebeveynin tek başına taşıması yerine, anne-baba ve çocuğun da içinde olduğu bir takım oluşturup sorumluluklar ve hayat paylaşılmadılır.

6- Anne-baba, çocuğunu yorucu, zor işlerden korumak yerine çocuğunu hayata hazırlamak görevini üstlenmeli.

7- Anne –babalar, çocuklarının sorunlarını dinlemeli, çözümünü çocukla birlikte aramalı.

8- Anne-baba çocuklarının, koydukları kurallara itaat etmesini beklemeli, ancak onların da kurallara itiraz hakkının olduğunu unutulmamalıdır. En etkili emirin de seçenek sunmak olduğu bilinmelidir.

9- Anne-babalar, çocukların sözlerini yetişkin insan gibi dinlemeli, ancak onlardan büyük insan gibi davranmalarını beklememelidir.

10- Disiplin ve nasihatin yumuşak ve devamlı olması halinde etkili olduğu nasihatte örnek olmanın da önemi unutulmamalıdır.

11- Çocukların arkadaşları ve sosyal hayatı yakından takip edilmeli ancak fazla müdahale edilmemelidir.

12- Ebeveynin, çocuğunu hayat köprüsüden geçirmekten ziyade o köprüden nasıl geçeceğini öğretmesi gerektiğini bilmeli.

13- Bir anne çocukları ile ilgilenirken kendini evde hapsolmuş ve tutuklanmış hissedebilir. Bu doğal. Ancak ebeveynin sıradan olaylardan zevk almayı başaran kişilerin özgürlük - sorumluluk dengesini kurabilenlerin mutlu olabildiğini unutmamalı.

14- Ebeveyn, anne, baba, eş, iş adamı rolünün hepsini kendi şartlarında yaşamalı. Farklı rollerini farklı alanlarda yaşamalı.

15- Anne- babanın çocuğunun gizli düşüncelerini bilmek gibi bir görevi yok. Çocuğa özerk alan bırakıp onun kendi gemisinin kaptanı olmasına fırsat vermeli.

16- Anne- baba çocuğuna zaman zaman kızıp sinirlenebilir ancak önemli olan sonrasında öz eleştiri yapabilmeli ve haksız olduğu durumlarda çocuğundan özür dileyebilmelidir.

17- Çocuğun ani sorularını cevaplayamayacak kadar meşgul olunsa da ona sonradan zaman ayrılmalı ve hak ettiği ilgi gösterilmeli.

18- Çocuk eğitiminde sevgi, ilgi, saygı, sabır ve güven kelimelerin sihirli kelimeler olduğu unutulmamalı. Çocuğunuzun ne düşündüğünü önemsediğinizi hissettirmek ve kendisini ifade etmesinde cesaretlendirmekle sihirli kelimeleri harekete geçirdiği bilinmeli.

19- Sabır amaca yönelik olmalıdır, her istediği yapılan çocuk bencil her şeyine “hayır” denilen çocuğun da inatçı olduğu unutulmamalı.

20- En önemlisi de çocuğa insani değerlerin ve empatinin öğretilmesi. İdeal insanın dünyayı değiştirmeye kendisinden başladığı bilinmeli.

Kaynak: Haber7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.