Çocuklar Desteklenerek Topluma Kazandırılıyor

Gaziantep Büyükşehir Belediyesince 12 yıl önce kurulan Münir Onat Çocuk ve Gençlik Merkezinde, maddi sıkıntılar yaşayan ya da dağılmış ailelerin çocukları desteklenerek topluma kazandırılıyor.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesince, trafik kazasında hayatını kaybeden bir üniversite öğrencisinin ailesinin bağışladığı binada 12 yıl önce kurulan Münir Onat Çocuk ve Gençlik Merkezinde, dezavantajlı çocuklar desteklenerek topluma kazandırılıyor.

Maddi imkansızlıklar yaşayan ya da dağılmış ailelerin çocuklarının yanı sıra uyuşturucu ve terör nedeniyle risk altında bulunan çocuklara hizmet verilen merkezde öğrenciler yatılı da kalabiliyor.

Eğitim dahil tüm giderleri belediyece karşılanan çocuklara etüt, danışmanlık ve rehberlik desteği veriliyor.

Bugüne kadar 50'den fazla dezavantajlı çocuğun hayatına dokunulan merkez sayesinde 15 öğrenci üniversiteyi bitirdi, 14 öğrenci ise üniversitelerin mühendislik, eczacılık, mimarlık ve öğretmenlik bölümlerinde eğitimlerini sürdürüyor. Merkezde halen 23 öğrenciye geleceklerini şekillendirilmeleri için destek olunuyor.

BİRBİRLERİNE İYİ ÖRNEKLE DESTEK OLDULAR

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insana, özellikle de çocuğa ve onun yaşamına dokunmanın önemli olduğunu belirtti.

Şahin, sosyal belediyeciliği önemsediklerini ifade ederek özellikle annesiz ve babasız çocukların eğitimini, hayatını devam ettirebileceği ve sonunda ayakları üzerinde durabileceği şekilde güçlü, donanımlı ve dirençli hale dönüşmesi gerektiğini söyledi.

Merkezin, özellikle uyuşturucuyla mücadele eden, tedavi gördükten sonra aynı çevreye gittiğinde yeniden uyuşturucuya başlama ihtimali yüksek çocuklara yuva olduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti:

"Onlar bizim çocuklarımız oldu. Burası tam bir aile ortamı oldu. Birbirlerine iyi örneklerle destek oldular. Burada üniversiteyi bitiren çocuklarımız, yeniden onlara rol model oluyor. Özellikle buraya yeni giren çocuklarımız için bunların modeli farklı bir pozitif enerji yaratıyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.