Çocuklara Havuzdan Gelen 3 Tehlike
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Çelik, çocukları havuzun yol açtığı hastalıklardan koruma yöntemlerini anlattı.
Aşırı sıcakların kasıp kavurduğu yaz mevsiminde çocukların en çok keyif aldıkları etkinliklerden biri, hiç kuşkusuz deniz ve havuzda oynamak ya da yüzmek oluyor. Ancak çocukların mutlulukları, özellikle iyi dezenfekte edilmemiş havuzlardan kaptıkları hastalıklarla kabusa dönüşebiliyor. Mide bağırsak enfeksiyonları, dış kulak yolu enfeksiyonu ve göz problemleri, çocukları en sık tehdit eden hastalıkları oluşturuyor. Bu nedenle çocuklar havuza girmeden önce anne babaların bazı kurallara dikkat etmeleri çok önemli.
1- MİDE BAĞIRSAK ENFEKSİYONLARI
Bakteriyel, viral ya da parazit kökenli mide bağırsak enfeksiyonları, çocukları en fazla etkileyen havuz kaynaklı enfeksiyonlar. Havuz suyuna karışan bu mikroorganizmalar birkaç saatten bir kaç güne kadar canlılığını sürdürüp, çok az miktarda su yutulmasıyla bile duyarlı çocukları enfekte edebiliyor. Dezenfeksiyon sistemleri mükemmel olan, çok iyi bakımlı havuzlarda bile bu risk devam ediyor. Havuz yoluyla en sık bulasan hastalıkların başında ise rota virüsü, nörovirus, enterovirus ile hepatit A gibi viral hastalıklar geliyor. Ayrıca salmonella, şigella ile E coli gibi bakteriyel etkene bağlı hastalıklar da ortaya çıkıyor. Bunların yanı sıra cyriptosporidium, amip, giardia gibi tek hücreli etkenler ile kıl kurdu gibi bağırsak parazitleri de görülebiliyor.
KUSMA VE HAFİF ATEŞ İLE BAŞLIYOR
Mide bağırsak enfeksiyonları genellikle kusma ve hafif ateş ile başlıyor, ishal ve karın ağrısıyla devam ediyor. Bu aşamada belirtilere yönelik tedavi yaklaşımları ve diyet ile çoğu hastalık kontrol altına alınabiliyor.
Mide bağırsak enfeksiyonlarının en dramatik tablosunu ise kusma ve ishal yoluyla sıvı elektrolit kaybı oluşturuyor. Kusma ile ishal durdurucu ilaçların ve antibiyotiklerin faydası olmayacağı gibi, yan etkileri daha fazla olabiliyor. Bu nedenle sıvı elektrolit dengesini sağlamaya yönelik diyet uygulamaları çok daha önem taşıyor.
KUSAN ÇOCUĞA ZORLA YEMEK VERMEYİN
Kusma aşamasında hafif içeceklerden oluşan bir diyet tercih edin. Çocuğunuza havuç suyu, açık çay, ev yapımı az yoğun bir ayran, pirinç suyu, şeftali suyu veya gazı alınmış şekersiz soda içirmenizde fayda var. Bu içecekleri az miktarda (25-30 ml) ve 20 -25 dakika aralıklarla içirin. Çocuğunuz arada kussa bile bu diyete devam etmeye özen gösterin. Birkaç saat, kusma kesilinceye kadar çocuğunuza zorla yemek yedirmeye çalışmayın. Yemek yedirmeye zorlamanız halinde zaten midesi bu besinleri sindiremeyeceği için bu durum kusmayı tetikleyerek sıvı elektrolit kaybını artıracaktır. Bu da hasta bir organı çalışmaya zorlamak anlamına geliyor. Kusma kesilip ishal başladıktan sonra bu içeceklere ek olarak muz, şeftali, havuç, patates, pirinç püreleri, yoğurt çorbası, yağsız, makarna, pirinç pilavı, haşlanmış et ve tavuk gibi yarı katı besinlere hafif hafif başlayabilirsiniz.
HANGİ DURUMDA DOKTORA BAŞVURMALI?
- İshal kanlı ve sümüklü ise
- 8-10 kereden fazla kusmuşsa
- İshal 5 günden uzun sürmüşse
- Ateş 39 derecenin üzerinde ise ve 2 günden uzun süredir devam ediyorsa
- Sıvı elektrolit kaybı belirtileri ortaya çıkmaya başlamışsa ( idrar miktarında azalma, ağız kuruması, göz kürelerinin çökmesi, bebeklerde bıngıldağın çökmesi, cilt gerginliğinin azalması, şuur değişikliği, dalgınlaşma, uykuya eğilim, solunumun hızlanması) zaman kaybetmeden doktora başvurun.
BUNDAN NASIL KORUMALI?
- Yeterli dezenfekte edilmediğini düşündüğünüz havuza çocuğunuzu sokmayın.
- Havuzda suyu yutmayacak şekilde tutun. Havuza kendi girebilecek yaşta ise havuz suyunu yutmaması konusunda ikazda bulunun.
- Hepatit A ile Rota virüs aşılarını yaptırın.
2- DIŞ KULAK YOLU ENFEKSİYONU
En önemli su kaynaklı kulak hastalığı dış kulak yolu enfeksiyonudur. Temelde uzun süre suyla temas sonucu dış kulak yolu derisinin bozulmuş bariyer sistemi nedeniyle oluşuyor. Özellikle dış kulak yolunu koruyan mumsu kulak kirinin ortamdan uzaklaşması sonucu, dış kulak yolu derisi florasında doğal olarak bulunan ya da suda yer alan ve bulaşıcı olmayan mikroorganizmalar dış kulağa yerleşip burada çoğalıyor, sonra da deri içine nüfuz ederek bu bölgede enfeksiyon meydana getiriyor. Bu hastalık havuz hijyen koşulları nedeniyle gelişmiyor, kişisel lokal bir bağışıklık sorunu olarak ortaya çıkıyor.
ŞİDDETLİ KULAK AĞRISI YAPIYOR
Belirtiler genellikle birkaç gün sonra başlıyor. Günlük yaşamı etkileyecek kadar şiddetli kulak ağrısı yapıyor. Dış kulak yolu ve kulak kepçesi dokunmaya karşı çok duyarlı oluyor. Dış kulak yolu kızarabiliyor ve şişebiliyor. Kulaktan sarı krem rengi pis kokulu bir akıntı gelebiliyor. İleri aşamalarda ağrı çeneye ve boğaza vurabiliyor. Tedavisinde antibiyotikli kulak damlaları, ağrı kesiciler kullanıyor, çocuğun havuza girmesi bir süre kısıtlanıyor.
BUNDAN NASIL KORUMALI?
- Yeterli dezenfekte edilmemiş havuza çocuğunuzu sokmayın.
- Havuza kulak tıkacı ile girmesini sağlayın.
3- GÖZ HASTALIKLARI
En sık olarak bakteriyel kökenli ya da kimyasal tahrişe bağlı oluşan ve konjoktivit denilen göz enfeksiyonu oluşuyor. Bakteriyel enfeksiyonlarda gözde yoğun çapaklanma, batma seklinde ağrı, gözlerde kızarıklık oluşuyor. Sudaki klora bağlı gelişen konjoktivitlerde bu derece çapaklanma görülmüyor, kızarıklık ve gözlerde yanma ön planda oluyor. Tedavi olarak basit ev tipi tedavi yöntemlerinden ılık çay pansumanı uygulamaları, ileri olgularda da antibiyotikli göz damlası ve pomatlar kullanılabiliyor.
BUNDAN NASIL KORUMALI?
- Havuz içinde, gözleri suyla temas etmeyecek şekilde tutun.
- Havuza kendi girebiliyorsa, deniz gözlüğü takmasını sağlayın. Gözlük takmıyorsa, suya daldığında gözlerini açmaması konusunda teşvik edin.
- Güneş ışınları da göz enfeksiyonuna zemin hazırladığı için havuz kenarında şapkasız dolaştırmayın.