Çocuklara İnternette Yaş Sınırı Geliyor

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, internet kullanımı konusunda çocuklara yaş sınırı getirilmesi için çalıştıklarını, sınırın “16 yaş mı, 12 yaş mı” olması gerektiğini tartıştıklarını açıkladı. TBMM İnternet Komisyonu tarafından hazırlanan raporda ise çocuklar için “yaş doğrulama sistemleri” önerildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, dün TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Çocukların internet kullanımına yaş sınırı getirilip getirilmeyeceğine" dair soru üzerine, Ramazanoğlu şunları söyledi:

ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı bir çalışma yapıyor. O çalışmaya biz de dahil olduk. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, bizim ve Adalet Bakanlığı'nın ortak yürüttüğü bir çalışma var. "İnternet kullanımı için yaş sınırı 16 yaş mı 12 yaş mı olmalı?" konusunda çalışmalar sürüyor.

BİLGİSAYARINA BAKIN

Aileleri eğitmemiz lazım. Anne-babaların, çocukların çantalarına baktığı kadar onların bilgisayar ve cep telefonlarına da bakmaları lazım. Bir sürü önlemler alıyoruz ama bunları kıran kötü niyetli insanlar var. Onlar sınır tanımaz bir şekilde yayılıyorlar. Filtre koyuyorsunuz, engelleyiciler koyuyorsunuz, onları kırıyorlar. Masum denilen çizgi filmlerde bile bilinç altına yönelik unsurlar var.

KASLAR GELİŞMİYOR

Bir doktor olarak söylüyorum; çocuklar oynamayınca, hoplayıp zıplamayınca, ağaçlara tırmanmayınca kas gelişimleri bile sağlanamıyor. Çocukları haftada bir kere jimnastiğe götürmekle olmuyor. 10 saat bilgisayarın başında oturuyor. Bir doktor ve anne olarak bunu doğru bulmuyorum. Ben, 12 yaşına kadar çocuklarımın eline cep telefonu vermedim. Yapılan bir araştırmaya göre, dünyadaki 750 milyon Facebook kullanıcısının 7.5 milyonu 13 yaşın altında.

YAŞ DOĞRULAMA SİSTEMİ

TBMM İnternet Komisyonu tarafından hazırlanan bin 100 sayfalık raporda, çocukların internetin zararlarından korunması için, yaş doğrulama sistemleri önerildi. Raporda, "Kullanıcının yaşını doğrulamak için kredi kartları, kimlik kartları ve hatta yüz yüze doğrulamayı içeren yöntemler uygulanabilmekte" denildi. Facebook Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Politika Direktörü de TBMM Komisyonu'na yaptığı sunumda, kural olarak 13 yaşın altındakilerin Facebook hesabı açamadığını vurgulayarak, her toplumun bir yaş sınırı belirlemesi gerektiğini söyledi.

VELİ İZNİ VERİLECEK

İnternette yaş sınırı, dünyada da tartışılıyor. Avrupa Komisyonu'nun önderliğinde Microsoft, Samsung, Apple, Facebook ve Vodafone gibi dünya devi şirketlerin de yer aldığı 28 kuruluş, 1 Aralık 2011 tarihinde benimsediği eylem planında "yaşa uygun gizlilik ayarlarının sağlanması ve yaşa göre içerik sunabilen yaklaşımların geliştirilmesi" önerisinde bulundu. Avrupa Parlamentosu da, Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Yasa Taslağı kapsamında, çocukların çevrimiçi hizmetlere erişimine sınır getirmeyi planlıyor. Taslak onaylanırsa, 16 yaşından küçük çocuklar Youtube, Facebook gibi sosyal paylaşım ağlarını veli izniyle kullanabilecek.

YAŞ SORUNU YALANA İTİYOR

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Prof. Dr. Buket Akkoyunlu: "Sorun, yaştan öte, bilinçli kullanımının öğretilmemesi. Çocuklara interneti bilinçli kullanımı öğretirsek, 16 yaşının altında veya üstünde olmaları fark etmez. Yaş sınırı konması, çocukları yalan söylemeye itiyor."

Pedagog Melda Alantan: "Sosyal medyanın çok geniş ve düzensiz kullanımı var. Bu türden yasalar gerekli, çünkü bu çocuklar etkinler ama yetkin değiller."

Psikolog Serap Duygulu: "Yetişkin kontrolü, ergenlik çığlıkları yaratabilir. Ama çocuğa anne-baba rolü hatırlatılmalı. Çocuklarımız bir tuşla deryaya ulaşıyorlar ve biz bundan haberdar olmuyoruz."

Çocuk Psikiyatrı Dr. Ahmet Çevikaslan: "Sosyal medya kullanımının giderek daha erken yaşlara indiğini ve yaygınlaştığını, ailelerin de bunu denetleyememekten ve kötü durumlara karşı çocuklarını koruyamamaktan şikâyetçi olduklarını düşünürsek, bu tür yasaların çıkması anlaşılır... Ama sosyal medya aynı zamanda çocukların iletişimini de destekliyor. Bu anlamda yasakçı düzenlemelerden ve uygulamalardan kaçınmak gerekir."

ÇOCUKLAR TEKNİK SORUNLARI KOLAYCA AŞABİLİYOR

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yorbik: "12 yaşına kadar, internet kullanımına sınırlama getirilebilir. Ancak bundan daha önemli olan, aile ve çocuğun eğitimidir. Çünkü çocuklar internet için konulan teknik sınırlamaları kolayca aşabiliyor ve yasaklar çok da kullanışlı olmayabiliyor. İnternette kişilerin nasıl olduklarından farklı görünebildikleri, bunu nasıl kötüye kullanabildikleri gibi konularda çocuklar mutlaka bilgilendirilmeli."

Pedagog Melda Alantan: "Sosyal medyanın çok geniş ve düzensiz kullanımı var. Bu türden yasalar gerekli, çünkü bu çocuklar etkinler ama yetkin değiller."

AİLELERİN KONTROLÜ ŞART!

Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Hülya Bingöl: "Veliler dikkat etmezse, çocuklar internetten her şeye ulaşabilir. Burada özgürlüğü kısıtlamanın ötesinde, çocuğu koruma amacı var. "Sansür" diyerek direkt karşı çıkmak yerine, konu "gerekli veya gereksiz" olarak tartışılmalı. Belirli yaşa kadar ebeveyn kontrolü şart. Medya kullanımı dersleri yaygınlaştırılmalı. İnternet ortamı sonsuz ve korumasız."

Psikolog Serap Duygulu: "Yetişkin kontrolü, ergenlik çığlıkları yaratabilir. Ama çocuğa anne-baba rolü hatırlatılmalı. Çocuklarımız bir tuşla deryaya ulaşıyorlar ve biz bundan haberdar olmuyoruz.

Kaynak: Habertürk

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.