Çocuklarda Davranış Bozukluğunun Sebepleri
Çocukluk, gelişimin en canlı ve tabiî olduğu bir devredir. Çocuk pek çok açıdan her an yenilenmekte, değişmekte ve gelişmektedir. Sosyal-duygusal, psiko-motor, zihnî, öz bakım, günlük hayat vb. bunlardan bazılarıdır.
Çocuk bu gelişim basamaklarını geçerken yeni davranışlar edinir. Gelişim döneminde, çevredeki yetişkinlerin yanlış davranışları, çocuğun yanlış öğrenmesine sebep olur. Meselâ kendi başına yemeğini yiyebilecek dönemdedir, lâkin anne “Üstüne döker!” korkusuyla buna izin vermez, engeller, hep kendi yedirir. Yalnız kalan çocuk, okulda veya başka yerde yemek yemekte zorluk yaşar. Hırkasını, ayakkabılarını artık giyebilecek, suyunu kendi alabilecek, fırına gidip ekmek alabilecek yaşta olan çocuğa karşı yapılan engellemeler, çocuğun hayata eksik başlamasına sebep olur.
Gelişimine uygun davranılmaz ve çocuğa sürekli engeller konursa, çocuk, bir sonraki gelişim basamağına geçmekte problem yaşar. Filmlerde de seyrettiğimiz üzere, yanlış işler yapmakta olan yetişkinlerin bu davranışlarının temelinde çocukluklarında engellenmesi, en temel ihtiyaçlardan biri olan “sevgi”den mahrum bırakılması, âile ortamında “güven” bulamaması yatmaktadır. Sevgi ve güvenden mahrum büyüyen bu çocuklar, ileride kimseye sevgi duymamakta ve güvenememektedir.
YAŞLARA GÖRE ÇOCUK GELİŞİMİ
Erikson’un kişilik gelişim dönemleri, konuyu daha anlaşılır kılacaktır:
Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2 Yaş): Temel ihtiyaçlarından “sevgi” ihtiyacı karşılanmayan çocuğun yetişkinlikte kimseyi sevememesi, şefkatten yoksun olması beklenir.
Özerkliğe Karşı Şüphe ve Utanç (2-4 Yaş): Çocuğa kendini kontrol etme imkânı verilirse, çocukta özerklik duygusu gelişir. Âilenin aşırı kontrolü, çocuğun kendi kapasitesi hakkında şüpehey düşürür.
Girişimciliğe Karşı Suçluluk (4-6 Yaş): Çocuğun merak duygusuna uygun cevaplar vermelidir. Çocuk azarlanıp, “Sus bakayım! Utanmıyor musun, nasıl sorular soruyorsun böyle?!” diye terslenirse, hissettiklerinden dolayı içinde sürekli suçluluk duymaya başlar.
Başarıya Karşı Aşağılık (Yetersizlik) (6-12 Yaş): Çocuk, bu dönemde takdir görmek isteğiyle çalışır, ama netice bazen başarı olmayabilir. Öğretmen veya anne-baba, çocuğu neticeye göre değil, sürece göre değerlendirmeliler. “Boşuna o kadar çalışmışsın, hiçbir işe yaramadı, başaramadın işte!” denirse, çocuk bir daha denemeye bile kalkışmaz. Yani aşağılık, yetersizlik duygusu oluşur.
Kimlik Kazanmaya Karşı Kimlik Karmaşası (12-18 Yaş): Kendini bir fert olarak görmeye başladığında, sürekli birileri gibi olması istenir. Çocuk kendisi gibi mi olmalı, âilesinin örnek gösterdiği kişi gibi mi, çatışma yaşamaya başlar.
Yakınlığa Karşı Yalnızlık (18-30 Yaş): Gösterdiği yakınlığa yeterince karşılık bulamaması onu yalnızlığa iter.
Üretkenliğe Karşı Durgunluk (30-60 Yaş): Üretici olmayan fert içe kapanık, durgun olur.
Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (60 ve sonrası): Geriye baktığında üretken, faydalı bir hayat sürmüş fert, kendini mutlu hisseder. Boşa hayat sürmüş kimselerse mutsuz olur.
Kısacası, çocuğumuzun önünde engel değil, başaramadıkları için sadece elinden tutan olalım.
Kaynak: Ayşe Bay, Şebnem Dergisi, 137. Sayı, Temmuz 2016
YORUMLAR