Çocukları Gripten Korumanın Yolları

Mevsim değişiklikleri nedeniyle çocuklar enfeksiyon ve gribe hazırlıksız yakalanıyor. Kış aylarında hastanelerin acil servisleri öksüren, hapşıran, burnu akan, ateşlenen çocuklarla doluyor. 

Okulların başlaması ve mevsim değişikliği aynı döneme denk geldiği için, çocuklar genelde grip gibi enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına hazırlıksız yakalanabiliyor. Sabri Ülker Vakfı, bu dönemde görülebilecek hastalıklara karşı önlem almak için ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor.

ÇOCUKLARA SEBZE-MEYVE ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK ÖNEMLİ

Özellikle taze meyve ve sebze tüketiminin bağışıklık sistemini desteklediği böylelikle enfeksiyon ve soğuk algınlığına karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Anne ve babalar çocukların beslenme çantasına sevdikleri kış meyvelerini koyarak çocukların meyve yemeye teşvik edebilir. Aynı zamanda çocuklar, anne ve baba veya kardeşlerini örnek aldığı için, bu alışkanlığı evde kazanması oldukça önemli. Yeterli ve dengeli beslenme, çocukları hastalıklardan korumanın yanı sıra bedensel ve zihinsel gelişimleri için de büyük önem taşır.

ELLER DAHA SIK YIKANMALI

Grip gibi enfeksiyon salgınları okullarda çok sık ortaya çıkabiliyor. Gün içerisinde birbiriyle çok fazla temas eden, toza, kire maruz kalan çocuklarda enfeksiyon riski de artıyor. Bunun önüne geçmek için öncelikle çocuklara hijyen kurallarını öğretmek gerekiyor. Çocuklara, ellerini sık sık yıkamaları, hasta olan arkadaşlarıyla çok yakın temas kurmamaları yönünde de bilgi verilmesi gerekiyor.

ERKEN UYUMAK BAĞIŞIKLIĞI KUVVETLENDİRİR

Yaz aylarında çok daha rahat bir uyku düzenine alışan çocuklar, okul döneminde düzenli uykuya geçmekte zorlanıyor. Yeterli uyku, çocuğun her türlü gelişimini, sağlığını ve okuldaki başarısını olumlu yönde etkiliyor. Gribi önlemenin en önemli yollarından biri de düzenli uyku olarak öne çıkıyor. Yetersiz uykuyla okula giden çocukların bağışıklık sistemi zayıf düşüyor, gribe karşı daha dayanıksız hale geliyor.

Kaynak: En son Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.