Çocukları Güldürürken Düşündürüyor

İsmail Özcan'ın kaleme aldığı "Çocuklara ve Gençlere Fıkralar" kitabı, tebessüm ettirirken düşündürmeyi amaçlıyor. Bu amaçla gençleri ve çocukları birbirinden güzel fıkralarla buluşturuyor.

Fıkra, sözlü geleneği güçlü olan bizim gibi toplumlarda bu geleneğin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Sahibi bilinmeyen sözlü halk verimlerinin (folklor edebiyatının) en geniş kesimlere yayılmış olan öğesi, atasözleri ve deyimlerle birlikte fıkralardır.

Bilmeceler, hikâyeler, masallar; fıkralar ve atasözleri kadar yaygınlık kazanmamıştır. Fıkralar, atasözleri ve deyimler gibi halk arasında en çok başvurulan sözlü gelenek (folklor) ürünüdür. Nasrettin Hoca fıkraları, İncili Çavuş fıkraları, Bekri Mustafa ve Bektaşi fıkraları yüzyıllardır bu toplumun birçok ferdinin sırasında anlattığı, sırasında dinlediği, onlarca defa anlatırken de dinlerken de aynı keyfi duyduğu halk edebiyatı parçasıdır. Bugün bunlara bilindiği gibi Temel fıkraları, Kayserili fıkraları, Erzurumlu fıkraları vb eklenmiştir.

cocuk_fıkralarıKitabın adını “Çocuklara ve Gençlere Fıkralar” olarak koymamızın sebebi, yer verdiğimiz fıkraların çocuklar ve

gençler kadar masum, onlar kadar sevimli olması arzumuzdur. Bu kitapta yer alan fıkraları, çocuklar ve gençler anne babalarına, anne babalar çocuklarına, aynı şekilde her ortamda, her mecliste herkes birbirine yüzü kızarmadan, bir tedirginlik, rahatsızlık duymadan anlatabilecektir. Bu kitap, gülmek eğlenmek için anlatılan fıkraların mutlaka açık saçık, edepsizce olması gerekmediğini de ispat edecektir.

Fıkralar; sınırsız, adeta bitmez tükenmez bir toplumsal dağarcık oluşturuyor. Bizim yaptığımız bunların içinden bir seçim. Her fıkraya, her tür fıkraya yer vermek için binlerce sayfalık kitaplar bile yetmez. Amacımız hem bir fıkra kültürü vermek, hem okuyanların hoş vakit geçirmesini sağlamak, hem de vaktini değerlendirmesine yardımcı olmaktır. Çünkü bu kitaba aldığımız fıkralar, zaman zaman kahkahaya, zaman zaman tebessüme yol açarken zaman zaman da düşünmeye, ders alamaya sevk edecektir.

Bu kitapta yer alan fıkraların tamamı tarafımızdan kaleme alınmış, daha açıkçası yeni baştan yazılmıştır. Tek bir fıkra bile bir yerden olduğu gibi alınmış değildir. Böylece bütün fıkralarda ve dolayısıyla kitabın bütününde bir ifade ve üslup homojenliği sağlanmıştır. Kitabımızın temiz, edepli fıkralardan oluşması dışında böyle bir orijinalliği de söz konusudur.

Çocuklara Ve Gençlere Fıkralar,  İsmail Özcan, 88 Sayfa, Erkam Yayınları

Kitabı sipariş etmek için tıklayınız

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.