Çocuklarımıza Kendini Korumayı Nasıl Öğretmeliyiz?

Çocuklarınızın kendilerini koruyabilmeleri için yapılması gerekenleri biliyor musunuz? Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye'de son günlerde yaşanan istismar amaçlı kaçırılan çocuklar hakkında anne ve babalara uyarıda bulundu.

Emniyet Genel Müdürlüğü resmi Twitter hesabı üzerinden yapılan yaplaşımda önemli bilgilere yer verildi.

İşte o paylaşımlar:

Anne ve babalar dikkat! Çocuklarınızın kendilerini koruyabilmeleri için yapılması gerekenler:

  •  

Çocuğunuzun tanımadığı kişilerle fiziksel temas kurmasına izin vermeyin.

  •  

Tanımadığı kişilerden uzak durmasını söyleyin.

  •  

Tanımadığı bir kişi tarafından vücuduna dokunulduğunda çocuğunuza nasıl tepki vermesi gerektiğini öğretin.

  •  

İnternet ortamında görüştüğü kişilere dikkat edin.

  •  

Çocuğunuz için acil durumlar karşısında gizli bir kod icat ederek "Anne ve baba adı ne? aile şifremizi söyle? diye sormasını isteyin.

  •  

Çocuğunuzun adını her yere yazmayın. Çocuğunuzun fotoğraflarını ismiyle birlikte sürekli sosyal medyada paylaşmayın.

  •  

Telefon numaranızı ve acil ihbar hatlarını ( 155 - Polis, 156 - Jandarma, 112 - Ambulans) ezberletin.

  •  

Çocuğunuzun tanımadığı kişilerin arabalarından uzak durması gerektiğini ve gelebilecek tehlikelere karşı arabanın gittiği yönün tersi istikametinde koşmasını öğretin.

  •  

Çocuğunuzun kaybolduğunda güvenlik güçlerinden yardım istemesi gerektiğini öğretin.

  •  

GPS sayesinde ve çeşitli mobil konum uygulamaları ile çocuğunuzun nerede olduğunu öğrenin ve şarjının ne kadar kaldığını takip edin.

  •  

Kendini tehlikede hissettiği anda "Ben onu tanımıyorum" diye bağırmayı öğretin.

  •  

Tanımadığı kişilere asansöre binmemesi gerektiğini söyleyin.

İslam ve İhsan

ÇOCUKLARIN KAYBOLMASINI ENGELLEYECEK 10 ALTIN KURAL

Çocukların Kaybolmasını Engelleyecek 10 Altın Kural

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.