Çocukların İcra Yoluyla Alınması Zulmüne Son

Boşanmış ailelerde, çocuk tesliminin icra daireleri aracılığıyla yapılması, yeni yasama yılında TBMM’ye sevk edilecek kanun teklifi ile son bulacak.

Boşanmış veya boşanma aşamasındaki ailelerin çocuklarının icra daireleri aracılığıyla teslim alınması sürecinin ortadan kaldırılmasıyla ilgili ayrıntılar belli oldu.

Cumhurbaşkanlığının 100 Günlük İcraat Programında, icra müdürlükleri vasıtasıyla gerçekleştirilen çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki tesisine yönelik ilamların icra sistemi dışına çıkarılarak, ücretsiz gerçekleştirilmesine yönelik düzenleme yapılması da yer aldı.

Yeni yasama yılının başlamasıyla TBMM’nin gündemine gelmesi beklenen konulardan ilkinin çocuk teslimi olacağı öğrenildi.

“ÇOCUK TESLİM MERKEZİ” KURULACAK

Kurulması planlanan ve hazırlık çalışmaları devam eden yeni sistemde, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki tesisi işlemleri, icra daireleri yerine bu amaçla oluşturulacak özel merkezler aracılığıyla yapılacak.

“Çocuk Teslim Merkezi” adını alacak merkezler, bu tür işlemleri yürütecek. Böylece, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması işlemlerinin icra daireleri aracılığıyla yapılması sona erecek. Bu konuda İcra ve İflas Kanununda yer alan hükümler de yürürlükten kaldırılacak.

Öte yandan çocuğun yüksek yararı doğrultusunda teslim sırasında psikolog ve pedagog gibi uzmanlar ile eğitimciler de hazır bulunacak. Çocuk teslimi yerleri, çocuğun yüksek yararı gözetilerek belirlenecek kreş, okul ve adli görüşme odaları gibi alanlar olacak.

Çocuk teslimi sırasında kolluk görevlileri yer almayacak. Zorunlu durumlarda istisnai olarak kolluk görevlilerinden destek alınabilecek.

Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması kararına aykırı hareket edenler, çocuğu teslim edene kadar tazyik hapsi ile cezalandırılacak.

MASRAFLARI DEVLET KARŞILAYACAK

Velayete sahip anne veya babanın yükümlülüğünü haklı bir sebep olmaksızın birden fazla kez yerine getirmemesi, çocuğunu göstermemesi halinde, çocuğun menfaati dikkate alınarak velayet sahibi değiştirilebilecek. Ayrıca durum ve koşullara göre velayet kaldırılabilecek, çocuğa vasi de atanabilecek.

Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurmada yapılacak tüm masraflar devlet tarafından karşılanacak.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.