Çocukluk Hayalindeki Camide İmamlık Yapmanın Mutluluğunu Yaşıyor

Osmanlı'nın en büyük hadis medreselerinden 2. Murat'ın yaptırdığı Dar'ül Hadis Camisi'nin imamı Doğa Erkol, çocukluğunda görev yapmayı hayal ettiği camide çalışmanın mutluluğunu yaşıyor.

Edirne'de, Sultan 2. Murad Han tarafından Tunca Nehri kıyısında 1434'te yaptırılan camide, 3 yıldır görev yapan 38 yaşındaki Erkol, caminin, hayatının merkezinde yer aldığını anlattı.

Çocukluğunun ve gençlik döneminin tarihi camide geçtiğini söyleyen Erkol, "İsmimin konulduğu, Kur'an-ı Kerim'i öğrendiğim, restorasyonunun her aşamasında hizmet ettiğim camide resmi olarak görev yapmak en büyük hayalimdi. Bunu gerçekleştirdiğim için çok mutluyum." ifadelerini kullandı.

Bahçesinde oyunlar oynadığı ve Kur'an okumayı öğrendiği caminin restorasyonunda ve düzenlenmesinin her aşamasında gönüllü olarak çalıştığını dile getiren Erkol, şöyle konuştu:

"Bu caminin minaresi yoktu, yapımında çalıştım. Dışarısı mezbelelik haldeydi, insan boyunda otlar vardı, onların temizlenmesinde görev aldım. Devletimizin, milletimizin ve cemaatimizin katkılarıyla hep beraber burayı ihya etmeye çalıştık. Benden önceki imamız Mahmut Eroğlu hocamız bu çalışmalara öncülük etmişti." 

Cami içerisinde ve bahçesinde çocukken oyunlar oynadığını belirten Erkol, "Bizlerin elinden tutan hocalarımız sayesine camiye, cemaate, dine ve İslam'a gönül vermeye, hizmet etmeye çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Burada imamlık yapmak benim en büyük hayalimdi. Ailemle, çocuklarımla bu bahçede vakit geçirdiğim için, hizmet ettiğim için bir kat daha mutluyum." dedi.

Çevreci kimliğiyle ön plana çıkıyor

Önceki yıllarda Türkiye'nin "en çevreci camisi" ödülüne layık görülen ibadethanenin, ödülü yeniden kazanması ve güzel bir şekilde geleceğe taşınması için çaba sarf ettiğini kaydeden Erkol, şöyle devam etti:

"Çevre çalışması yaparken çevre bilincini gençlere ve herkese aşılamaya çalışıyoruz. Çevre bizim için çok önemli, dünya kötü bir yöne doğru gidiyor. Biz de camimizden başlayıp ne yapabiliriz, camiyi nasıl güzelleştirebiliriz diyerek camimizdeki tüm çevre çalışmalarını yapıyoruz. Sulama, çimleri biçme, budama, gübreleme ve ilaçlama çalışmalarıyla camimizin peyzaj çalışmalarını yapıyoruz. Bunu cemaatimizin katkılarıyla gerçekleştiriyoruz." 

Diyanet İşleri Başkanlığı, Edirne Müftülüğü, Edirne Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün de aralarında bulunduğu kurumlardan aldığı 9 ödül nedeniyle "çevreci cami" olarak anılan 15. yüzyıl eseri ibadethane, hem tarihi hem peyzajı hem de mana yüküyle kentin önemli ziyaret yerleri arasında yer alıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.