Çöl Tozu, Nefes Darlığı, Astım ve Bronşiti Tetikliyor

Suriye ve Irak’ın kuzeyinden fırtınayla gelen çöl tozu, su kaynakları ve tarımsal ürünler üzerinde kirliliğe yol açarken insan sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, dünyadaki tüm kum fırtınalarının yüzde 50’sinin tek başına Sahra Çölü’nde oluştuğunun kabul edildiğini, diğerlerinin de Orta Asya bölgesinde meydana geldiğini ve tüm dünyaya yayıldığını anlattı.

Şenyiğit, fırtınalarla taşınan partiküllerin çevre ve sağlık sorunları oluşturduğunu dile getirerek, “Özelikle astımı, bronşiti olan hastalar bu dönemde ciddi sorun yaşamakta. Burundan ve ağızdan giren bu partiküller, akciğerlere gidip ciddi anlamda nefes darlığı, hırıltılı solunum oluşturabilmekte. Astım, bronşit, akciğer veya alerjik hastalık varsa dışarı çıkılmaması gerekiyor.” dedi.

Bu hava olayının yaşandığı dönemlerde özelikle gündüz mümkünse dışarı çıkmamak, evlerin pencerelerini ve kapısını kapalı tutmak gerektiğini ifade eden Şenyiğit, dışarı çıkılacaksa da maske kullanılmasını önerdi.

Şenyiğit, dışarı çıkıldığında hırıltı solunum başlamasının astım veya bronşit atağının göstergesi olduğunu anlatarak, “Bu durumda mutlaka hekime başvurulmalı. Toz fırtınalarının olduğu dönemlerde dikkatli olmamız gerekiyor. Dışarı çıkılmadığı halde öksürük, balgam, hırıltılı solunum veya göğüste yanma şikayetleri varsa da doktora başvurulması gerekli.” diye konuştu.

“BAZI HASTALIKLAR İÇİN HEM NEDEN HEM TETİKLEYİCİ OLABİLMEKTE”

Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vasfiye Bayram Değer ise çöl tozunun insanların yanı sıra hayvan ve bitki sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.

Özellikle sağılık sorunları bulunanlar için ciddi zararlarının olduğuna işaret eden Değer, şöyle konuştu:

“Havada toz partiküllerinin yüksek olması özelikle solunum yolu rahatsızlıklarına sebep olabiliyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, çöl tozlarının taşınımı sebebiyle yılda 60 bin ölüm meydana gelmekte. Irak’ta 2005’te bu çöl tozu taşınımı sebebiyle Yermük Hastanesinde 1000 boğulma vakası rapor edildi. Solunum yolu hastalıklarına neden olmakta, ölüm oranlarını artırmakta. Bazı hastalıklar için hem neden hem tetikleyici olabilmekte. Astım için tetikleyici ve sebep olabiliyor. Migren, göz enfeksiyonu gibi hastalıklar için hem neden hem de tetikleyici.”

Değer, toz partiküllerin boyutunun önemli olduğuna işaret ederek, “10 mikrondan küçük olanlar sağlık için zarar teşkil ediyor. 2,5 mikronun altındakiler akciğerin en ücra köşelerine kadar ulaşıp solunum yolu problemlerine yol açabiliyor.” dedi.

“KEMİK VE DOKULARDA BİRİKEN KURŞUN BEYİN HASARINA NEDEN OLMAKTA”

Çöl tozlarının barındırdığı önemli miktarda kurşunu da çökeldiği ortamlara bıraktığını dile getiren Değer, “Çöl tozlarının havalanmasıyla atmosfere karışan ve çok uzak mesafelere taşınan kurşun parçacıklarının su kaynaklarına çökelmesi veya tarım ürünleri başta olmak üzere gıda maddelerini kirletmesi sonucu insan sağlığı tehlikeye girmektedir. Kemik ve dokularda biriken kurşun, beyin hasarlarına ve ölümlere neden olabilmektedir. Düşük dozdaki kurşun birikimi bile anne karnındaki bebekler ve henüz bağışıklık sistemi gelişmemiş çocuklara büyük zararlar verebilmektedir.” şeklinde konuştu.

Toz taşınımının sağlıklı bireyler için de zararlı olduğunu vurgulayan Değer, bu kişilerde de cilt ve saç problemlerine yol açabildiğini aktardı.

Değer, bu tür olayların yaşandığı dönemlerde vatandaşların dikkat etmesi ve dışarıya çıkmaması gerektiğini ifade ederek, “Özellikle risk gruplarının açık alanlarda bulunmamaları gerekiyor. Kapı ve pencerelerin de sıkı şekilde kapatılarak partiküllerin içeri de girmesinin engellenmesi gerekiyor.” dedi.

Toz taşınımıyla ilgili 1960’lı yıllardan beri çeşitli çalışmaların yürütüldüğünü belirten Değer, “Bu konuda bilimsel çalışmaların artırılması ve devam ettirilmesi gerekiyor. Ünlü tıp bilgini İbni Sina’nın, ‘Toz olmasaydı insan ömrünün 1000 sene olmaması için hiçbir sebep yoktu.’ sözünü hatırlatmak istiyorum. Hakikaten bu anlamda sağlığa olan etkileri ön plana çıkarılarak insanlarda farkındalıkların yaratılması önemli. Olumsuz etkileri bu şekilde azaltılabilir.” ifadelerini kullandı.

KORUYUCULUĞU YÜKSEK MASKE KULLANILMASI ÖNERİSİ

Şırnak Devlet Hastanesinde Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Ülger, toz bulutunun çocuklarda, yaşlılarda ve kronik hastalarda risk teşkil ettiğini söyledi.

Toz taşınımı oluştuğunda çocukların, astım ve kronik akciğer hastalarının dışarı çıkmamasını önerdiklerini dile getiren Ülger, “Çıkmaları gerektiği durumlarda ise koruyuculuğu yüksek maske kullanmalarını, kronik hastaların ilaçlarını düzenli kullanmalarını tavsiye ediyoruz.” diye konuştu.

Ülger, solunumla burundan giren küçük partiküllerin akciğere kadar indiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Akciğere indiğinde özellikle astım hastaları için ciddi anlamda alerjik reaksiyonlar oluşturup, atağa sebep olup ciddi sonuçlar doğurabilmekte. Kronik hastalarda daha çok ölümler oluyor. Özellikle astım, KOAH hastaları için ciddi anlamda ataklar oluşabilmekte. Bu süreçlerde dışardan eve gelindiğinde duş alınması koruyucu önlemler arasında yer alıyor.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.