Çözülmeyen İrade Büyük İradedir
Olumsuz hâdise ve kişilere takılmak, çoğu zaman bizi hedeften alıkoyan ve hizmetimizden mahrum bırakan acı sonuçlara sebep olur. Bu itibarla eskilerin ifadesiyle “çalıyı dolaşmak” yolu uzatsa da gâyeye engel değildir.
İmam-Hatiplerin açılışında destansı gayretleri olan Celâl Hoca, okul müdürlüğünden alnmış, yerine yeni bir müdür atanmıştı. Bu şahıs, bir keresinde yaşını bahane ederek, bir talebenin kaydını yapmamıştı. O öğrenciyi teselli etmek de Celâl Hocaya düşüyordu:
“Oğlum bu mektepler gerçek idarecileri buluncaya kadar, bu müdürler başımıza bevletse de katlanacağız.”
Çünkü yerine gelen müdür, Anadolu’dan İstanbul’a gelmiş kimsesiz ve fakir çocukları İmam-Hatipten soğutuyor ve:
“Ne yapacaksınız burada, mezun olduktan sonra ölü mü yıkayacaksınız?” diyerek onları çevredeki başka okullara yönlendiriyordu. Celâl Hoca bu şartlar altında “benden bu kadar” demedi ve yıllar yılı öğretmenler odasında ve koridorlarda o yüzlere kerhen bakarak aynı okulda derslere girmeye devam etti.[1]
Bir âirifin ifadesiyle: “Hizmet yolunda insan, iltifattan çok, takbihle (suçlamayla) karşılaşır. Bu nevi sataşmaları hizmet eri içine atarsa dert olur; çöpe atmalıdır ki selâmetle yoluna devam etsin.”
[1] Hüseyin Yorulmaz, Bir Neslin Öncüsü Celâl Hoca, s. 363.
Kaynak: Dr. Adem Ergül, Medeniyet Öncülerimizden 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları