Cuma Günü Guslü Terk Etme Ruhsatı ile İlgili Hadisler

Cuma günü gusül abdestini terk etme ruhsatı ile ilgili hadisler…

Aişe radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

İnsanlar işlerini kendileri yapıyorlardı. O kılıkları ile Cumaya gidiyorlardı. Onlara “yıkanmış olsanız” buyruldu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 130/352; Buharî, Kitâb’ul-Cumâ, b. 15, s. 217, c. 1; Müslim, Kitâb’ul-Cumâ b. 21, n. 847, s. 581, c. 2)

*

İkrime radıyallahu anhdan:

Iraklılardan bir cemaat İbn-i Abbas’a gelerek:

– Ey Abbas’ın oğlu, cuma günü yıkanmak vacib mi, dediler. İbn-i Abbas:

– Hayır vacib değil, ama yıkanmak daha temiz ve yıkanan daha hayırlı bir şey yapmış olur, yapmayanın yapması vacib değil, cevabını verdi. Ve (Cuma için) guslün nasıl başladığını size anlatayım, insanlar yünlü giyiniyor, yükleri sırtlarında taşıyor se çalışıyorlardı. Mescidleri dar, tavanı engin ve hurma dalındandı. Sıcak bir gün yünlüler içinde nas terlemiş iğrenç kokular saçılıyordu. O, kokularla birbirlerini rahatsız ediyorlardı. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem o gün, yanlarına çıkınca kokuyu duydu.

“Ey insanlar cuma günleri yıkanın, sizden biriniz koku ve yağdan ne bulursa en iyisini sürünsün” buyurdu. İbn-i Abbas: Allah sonra onlara hayırlısıyla verdi, yünden başkasını giyindiler. Sırtlarında iş yapmaktan kurtuldular. Camilerini genişlettiler de birbirlerini rahatsızlığa sebep olan terden bir kısmı gitti, dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 130/353)

Hadisin Açıklaması

Peygamber Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem Mescid-i ilk günlerde kerpiçten yapılmış, tavanı engin ve hurma dalındandı. Ashab-ı kirâm ziraatle ticaretle uğraşırlardı. Medine çok sıcak olduğu için çok ter döküyorlardı.

Cuma Namazına gelenler işten çıkıp öylece geldikleri için mescidin içi ter kokusu ile dolardı. Rasûl-i Ekrem Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bundan böyle Cuma günlerinde yıkanmalarını emretti.

*

Semure radıyallahu anhdan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem “Bir kimse Cuma günü abdest alırsa, ne iyi, ne güzel eğer boy abdesti alırsa daha faziletlidir,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 130/354; Tirmizî, Kitâb’us-Salât, b. 357, n. 497, s. 369, c. 2; Neseî, Kitâb’ul-Cumâ, n. 1381)

Hadisin Açıklaması

Cuma günü gusletmekte büyük sevab var. Amma gusul etmeye imkân bulamayanlar, abdest alır, Cumaya abdestle giderler.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

GUSLÜ GEREKTİREN DURUMLAR NELERDİR?

Guslü Gerektiren Durumlar Nelerdir?

GUSÜL NEDİR? SÜNNETE UYGUN GUSÜL ABDESTİ NASIL ALINIR?

Gusül Nedir? Sünnete Uygun Gusül Abdesti Nasıl Alınır?

CUMA GÜNÜ GUSÜL ALMAK İLE İLGİLİ HADİSLER

Cuma Günü Gusül Almak ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.