Cuma Hutbesi "Engellilik: Cennete Kavuşturan İmtihan"
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bugünkü cuma hutbesinin konusu "Engellilik: Cennete Kavuşturan İmtihan" olarak belirlendi.
Bugünkü cuma hutbesinde, doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan hastalık ve engellilik hâllerinin hayatın gerçeği olup insanın noksanı olmadığı; bilâkis sabır, sebat ve gayretle sonu cennete ulaşan birer imtihan vesilesi olduğu vurgulandı.
İşte 4 Aralık 2020 tarihli cuma hutbesi.
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah, sizin görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”2
Aziz Müminler!
İnsana Yüce Rabbimiz katında değer kazandıran, şöhreti, kudreti, güzelliği, sağlığı ya da zenginliği değildir. İnsan zaten varlıkların en şereflisi olarak Allah katında değerlidir ve bu değeri yükseltmesinin yolu ancak iman, ibadet, iyi davranışlar ve güzel ahlâk ile mümkündür. Dolayısıyla doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan hastalık ve engellilik hâlleri, hayatın gerçeği olup insanın noksanı değildir. Bilâkis sabır, sebat ve gayretle sonu cennete ulaşan birer imtihan vesilesidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Sağlığımızı korumak ve gerektiğinde tedavi yollarına başvurmak Rabbimizin emri, Peygamberimizin sünnetidir. Bugün karşı karşıya olduğumuz salgın hastalık, bizlere bu sorumluluğumuzu bir kere daha hatırlatmaktadır. Hepimiz mutlaka tedbirlere uymakla, kendimizi ve milletimizi salgından korumakla mükellefiz. Bütün gayretimize rağmen takdir-i ilâhî sonucu hastalığa yakalanırsak, o zaman da tedavi olmalı, maneviyatımızı güçlü tutmalı ve sabretmeliyiz.
Değerli Kardeşlerim!
Elimizdeki her nimet gibi, yaşadığımız her zorluk da Rabbimizin rızasını kazanmak için bir vesiledir. Unutmayalım ki, her insan gücü nispetinde sorumludur. Hastalanan kardeşlerimize ve ailelerine destek olmak, dualarımızla ve yardımlarımızla onlara yalnız ve çaresiz olmadıklarını hissettirmek hepimizin görevidir. Aynı şekilde, yüreğimizde beslediğimiz sevgiyle engelli kardeşlerimize umut aşılamak, onlar için hayatı kolaylaştırmak hepimizin vazifesidir. Derdi ne olursa olsun, göremeyene göz, konuşamayana dil, işitemeyene kulak, yürüyemeyene ayak, tutamayana el olmak, bizler için onur, huzur ve ecir kapısıdır.
Dipnotlar:
1. Hucurât, 49/13. 2. Müslim, Birr, 34.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü