Deve Gecesi (leyletü’l-baîr)
Peygamber Efendimizin sahabileri duygulandıran davranışı.
Resûlullah bir gazveden dönerken Câbir (r.a.) ile sohbet ediyordu. Câbir’in yeni evlendiğini, pek çok borcu olduğunu öğrenince, elinde mal olarak ne bulunduğunu sordu. O da yalnız bir devesinin olduğunu söyledi. Bunun üzerine Peygamberimiz onu borçtan kurtarmak için devesini kendisine satmasını istedi. Hz. Câbir Medine’ye varıncaya kadar binmek şartıyla sattı. Medine’ye ulaşınca deveyi teslim etmek için Resûlullah’ın yanına vardı. O sırada kendisini çok sevindiren ve diğer insanları da şaşırtan bir davranışla karşılaştı. Efendimiz devenin ücretini ödediği gibi deveyi de ona hediye etti. (Buhârî, Büyû’, 34; Müslim, Müsâkât, 109)
Câbir (r.a.) şöyle der:
Allah Resûlü devemin ücretini verdiği ve onu bana hediye ettiği vakit tanıdık bir Yahûdiye rastladım. Bu hâdiseyi ona anlattım. Hayretler içinde kaldı ve;
“-Demek devenin parasını verdi; sonra da onu sana hibe etti ha?” dedi. Ben de:
“-Evet” dedim. (Ahmed b. Hanbel, III, 303)
Bu alışverişte Efendimiz, Hz. Câbir’in durumunu düzeltmeyi hedeflemiş, alışveriş yapıyormuş gibi ona son derece müsamahakâr ve lütufkâr davranmıştır. Kabına varılmaz bu yüce zarâfet ve ahlak Müslümanları o derece duygulandırmıştı ki olayın vukû bulduğu gece “Leyletü’l-baîr” (deve gecesi) ismiyle hatırlarda kalmıştır. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğabe, I, 308)