Devlet Desteğiyle Kurduğu Üzüm Bağını Büyütmeyi Hedefliyor

Devletten aldığı hibeyle köyüne üzüm bahçesi kuran ve ilk hasadında 10 ton rekolteye ulaşan Uşaklı kadın girişimci, yeni yatırımlarla üretimini 100 dekar alana çıkarmayı hedefliyor.

Sivaslı ilçesine bağlı Yayalar köyünde eşi Serdal Vural ile bakkal işleten 3 çocuk annesi 42 yaşındaki Dilek Vural, köye yakın noktadaki 8 dekar büyüklüğündeki tarlasını üzüm bahçesi yapmaya karar verdi.

Yatırım için gerekli parayı temin edemeyen Vural, 2016'da, Uşak İl Tarım ve Orman Müdürlüğü görevlilerinin yönlendirmesi üzerine "genç çiftçi" projesine başvurdu.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başvurusu onaylanan ve 30 bin lira hibe desteği alan Vural, buradan aldığı finansla üzüm bahçesine 13 çeşit asma fidesi dikti. Eşi ve çocuklarıyla asma fidanlarını büyütmek için büyük çaba harcayan Vural, ürünün bir kısmını toptan satıyor bir kısmıyla da bahçesinde pekmez yapıyor.

Dilek Vural, üzüm bağına yaklaşık 5 yıldır emek verdiklerini belirterek, "Geçen senenin sonunda tadımlık diyebileceğimiz kadar bir verim aldık. Bu sene de 8-10 ton aralığında bir rekolte bekliyoruz. Seneye ise 20 ton civarlarına çıkmayı planlıyoruz. Burayı daha da büyütüp ihracat yapmayı da hedefliyorum. Bu bölgede bu işi ilk yapan kadınlardan birisiyim. Kadın isterse her şeyi yapar. Çok keyifli ve çok güzel bir iş." dedi.

Bu sezon 100 bin lira gelire ulaşacağını dile getiren Vural, önümüzdeki süreçte 60-100 dekar aralığında yeni bir bağ kurmayı planladığını kaydetti.

Aldığı hibe desteğinin, kendisi için çok önemli olduğunu aktaran Vural, şunları kaydetti:

"Destek olmasaydı mümkün değil yapamazdım. Çünkü 30 bin lirayı toparlayamazdım. O benim için büyük bir servetti. O destek olmasaydı bugüne gelmemiz mümkün değildi. O günün filizi, bugünün meyvesi oldu. Allah devletimize zeval vermesin. O destek cesaretimizi arttırdı. Bu sayede kurduğumuz işle bütçemize çok iyi bir gelir sağladık. Devletimizin kadına verdiği destek sayesinde buralara geldim. Devletimizin kadının yanında olduğunu biliyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.