Dijital Dünyanın Tehlikeleri

Dijital dünyada temiz kalmak mümkün müdür? Dijital dünyanın/hayatın tehlikeleri ve zararları nelerdir?

Müslümanlık ve temizlik arasında sıkı bir bağ vardır. İslâm, zâhir ve bâtın yani görünen ve görünmeyen her çeşit kirden, pastan ve pislikten temiz kalmak, temizlenmek ve etrafımızı da temiz tutmaktır. Nihâyette “tıyb” (arı-duru) bir kişilik kalitesiyle ilâhî huzura kabul olunabilmektir. Biz bu yazıda artık herkesin bir şekilde içine düştüğü ya da bilerek ya da bilmeyerek üyesi haline geldiği dijital dünyada temiz kalmanın bazı yollarına işaret etmeye çalışacağız.

Dijital dünya da elbette içinde yaşadığımız dünyanın bir parçasıdır. Hayırla ve şerle imtihana tabi tutulan insanoğlunun bir sınav alanıdır. Bu imtihan sahnesinde de faydalı-zararlı, iyi-kötü, hayır-şer gibi nice imtihan pencereleri mevcuttur. Bu yönüyle dijital dünyayı da cenneti kazanma aracı haline getirmek mümkün olduğu gibi cehenneme doğru yuvarlanıp gitme vasıtası edinmek de mümkündür. Nimetin içinde azap ve helak, musibetin içinde nimet ve felah kapısı açılma ihtimali her zaman mümkün olduğundan, dijital dünya hakkında ön yargıya dayalı peşin bir hüküm verivermek elbette doğru değildir. Şu kadar var ki, bu dünya hızlı bir dünyadır. Hayrı çoğaltmak ve yaygınlaştırmak adına da imkân sunar; şerri yaygınlaştırmak, sapıklığı daha da derinleştirmek için de fırsatlar sunar. Vasıta hızlandıkça direksiyon hakimiyeti daha da önemli hale gelir. Dikkatleri yoğunlaştırmak ister. Yoldaki ufak bir çukur, kimi zaman büyük kazalara sebebiyet verebilir. İşte böylesine hayrı ve şerri kolaylaştırıcı ve çoğaltıcı bir dünyada istikameti korumak ve kirlenmeden temiz kalmak da elbette zordur. Hele bir de dijital dünyanın yoğun iletişim ağı içinde nefs-i emmârenin refakatinde yalnız dolaşan birisi için tehlike, cidden çok daha büyüktür.

DİJİTAL DÜNYANIN TEHLİKELERİ

Dijital dünyanın en tehlikeli yanı, kişiyi yalnızlaştırması ve böylece zayıf hale düşürmesidir. Sosyal çevrenin koruyucu kollayıcı murakabesinden uzak kalan insan, nefsinin helal-haram tanımayan sınırsız arzuları ve insan ve cin şeytanlarının saptırıcı telkinleri ile halvette baş başa kalınca, temiz kalmak imkânsız değilse de kolay da değildir. Dijital dünyanın bütün süs ve ziynetleriyle “Gelsene bana” (heyte leke) teklifleri karşısında, Yusuf -aleyhisselam- misali korunabilmek için “Meâzallah-Beni koru Rabbim! Sana sığınıyorum” demekten başka bir sığınak ve korunak da yoktur. Böylesi ortamda gömleğin yırtılmaması mümkün değilse de hiç olmazsa arkadan yırtılması faziletin korunması adına hoş görülecek ve belki takdir edilebilecek bir durumdur.

İnsan çoğu zaman gözü, kulağı, dili, eli gibi görünen uzuvları kanalıyla kirlenir. Dıştan gelen kirli sesler, görüntüler ve bilgiler kişinin aklını, duygularını, hayallerini ve gönlünü kirletir. Temiz kalmak için her bir uzvu korumaya almak bir zarurettir.

Gözün gördüğüne gönlün meyletmesi tabiidir. Bu yönüyle her çeşit ekran görüntüsü göz kamerasının kayıt alanına girecek ve her bir kare, gönülde bir iz oluşturacaktır. Görüntüler arasında ibret sahneleri, maslahat ve menfaatimize hizmet eden helal ve mübah sunumlar olduğu gibi göz kapaklarımızı indirmemizi gerektiren haram görüntüler de bulunabilecektir. Böylesi durumlarda “Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.”  (Nûr; 30-31) emr-i ilâhisi müminin tavrını belirlemelidir. Sokakta yürürken de durum bundan farklı değildir. Elbette istenmeyen görüntüler beklemediğiniz bir anda karşımıza çıkabilecektir. Böylesi durumlarda da Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in Hazret-i Ali’ye yönelik şu tavsiyesi rehberimiz olmalıdır: “Ey Ali! İlk bakışa ikinci bakışı ekleme. Çünkü birinci bakış senin tabii olarak hakkın sayılır (bundan kaçamazsın), ikincisi ise senin lehine değil aleyhinedir.” (Ebu Davud, Nikah, 44). Şayet böylesi durumlarda bakışlar sürdürülürse göz ve gönül manen kirlenecektir.

“İnsan kulaktan sulanır” denilmiştir. Bu yönüyle sanal ortamın en tehlikeli virüsleri çoğu zaman kulak yoluyla kişinin özünü kirletir. Nice inkâr davetçilerinin sohbetleri, seminerleri, konuşmaları ve tartışmaları zihinleri bulandırmakta ve gönülleri karartmaktadır. Yine bugün tüm dünyayı en çok meşgul eden ve etkileyen en yaygın sanal vasıta müziktir denilebilir. Saatlerce çok çeşitli müzik uygulamalarına maruz kalan kişilerin gerek ahlak ve davranışlarında ve gerekse şahsiyetlerinde ortaya çıkardığı sonuçlar ortadadır. Gözü koruyacak yaratılıştan lütfedilmiş panjurlar var ise de kulaklar için böyle bir koruma vasıtası yoktur. Bunun bir tek çaresi dinlememe iradesi gösterebilmek ve mevcut zehirli ortamdan çıkabilmektir. Bir mümin için bu tehlikeye karşı yönlendirici ilahi ihtar şu âyet olmalıdır: " Allah size Kitapta (Kur'an'da) "Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz." (Nisâ; 140)

Sesli, yazılı ve görüntülü sohbet ortamları da etkileyici, uyarıcı ve çoğu zaman lüzumsuz meşgul edici bir fonksiyon icra etmektedir. Elbette tamamı için negatif bir etki sebebidir denilemez ise de birçoğu için en azından lüzumsuz ve gereksiz hükmünü vermek zor değildir. Lüzumsuz konuşmaların bile kalbi katılaştırdığı düşünülürse böylesi sohbet ortamlarının birçoğunun faydadan çok zarar getirdiği söylenebilir. Bu konuda da şu ilahi mesajlar bir mümin için kalkan vazifesi görmelidir: “Biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de insanın yapıp ettiklerini alıp kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf Sûresi  17 - 18)

DİJİTAL DÜNYADA TEMİZ KALMAK

Sanal ortamın kötülüğe açılan pencerelerinin hepsini sayıp dökmek elbette imkânsız gibidir. Her seviyeye hitap eden kontrolsüz oyun siteleri, sayısız kumar kanalları, şehveti tahrik eden müptezel görüntüler gibi nice açılan pencereler vardır ki böylesi bir açık pazarda temiz kalmak ancak çok özel bir terbiye ile mümkün olabilecektir. Bu terbiyenin omurgasını kavi bir iman ve güçlü bir irade oluşturacaktır. Bu alemde seçme iradesini kullanabilenler temiz kalabilecek, kendini akıntıya bırakanlar ise kirlenecektir. Kendisini iyi ve faydalı işlerle meşgul edemeyen hemen herkesi kendi içine çekebilecek olan bu dijital âlem, bir karadelik misali nice kişilikleri yutacak ve adeta bir çöp haline getirecektir.

Netice olarak yapılması gereken hem kendimizi hem de neslimize bu dijital âlemin şerrinden koruması için söz ve fiille Allah’a sığınmak ve ondan faydalanmak için de firaset ve basiret lütfetmesini Yüce Rabbimizden niyaz edip bu yolda gayret sarfetmektir.

Kaynak: Adem Ergül, Altınoluk Dergisi, Sayı: 467

İslam ve İhsan

İSLAM'A GÖRE İNTERNETİN SINIRI

İslam'a Göre İnternetin Sınırı

SOSYAL MEDYADA MAHREMİYET NEDEN ÖNEMLİ?

Sosyal Medyada Mahremiyet Neden Önemli?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.