Dijital Oyun Bağımlılığı 'hasta' Ediyor

Dijital oyunların, çocuk ve ergenlerde psikolojik travma, olumsuz kimlik gelişimi, kişilik bozuklukları, yalnızlaşma, yabancılaşma ve toplumsal olaylara karşı duyarsızlaşmaya neden olabildiği belirtildi.

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü tarafından Kasım 2018'de Ankara'da düzenlenen "Dijital Oyun Bağımlılığı Çalıştayı Sonuç Raporu" açıklandı.

Dijital oyunların, çocukların ve ergenlerin sosyal, duygusal, fiziksel, bilişsel ve dil gelişimleri üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinin nedenleri, sonuçları ve çözüm önerileriyle ele alınması, dijital oyun bağımlılığını önlemeye yönelik iletişim çalışmalarının masaya yatırıldığı çalıştayda, bilgisayar, telefon, tablet gibi cihazlarda oynanan oyunların bebek, çocuk ve ergen gelişimine etkisi, oyun bağımlılığıyla bekleyen tehlikeler, çözüm önerileri ele alındı.

"Uygunsuz içeriklere maruz kalması, zararlı alışkanlıklara yönelmesi, akademik başarının düşmesi, sosyalleşememesi, aile işlevlerinin bozulması, istismara ve siber dolandırıcılığa maruz kalması, suça karışması, argo sözcük kullanımının artması, konuşma ve yazma becerilerinin bozulması, insanlarla ilişkilerinin bozulması, beslenme alışkanlıklarının bozulması, obezite gibi kronik hastalıkların ortaya çıkması, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi psikolojik bozukluklar yaşaması, dijital oyunlarda para kazanılması nedeniyle eğitime devam etmeye gerek görmemesi, bahis oyunlarına yönelmesi, kumar alışkanlığı edinmesi."

Raporda, her dijital oyunun bağımlılık yapmadığı gibi bazı oyunların da çocuklara olumlu katkı sağlayabildiği belirtildi. Dijital oyunların çocukların bilişsel, motor, psikososyal ve dil gelişimine katkı sağladığı; eğitici, şiddet içermeyen, etkileşimli, çocuğun yaşına ve gelişimsel düzeyine uygun dijital oyunların kontrollü oynandığı sürece çocuğun yararına olabildiği vurgulandı.

Söz konusu yararların, yabancı dil gelişimini, yaratıcılığı, problem çözme becerisini, sebep-sonuç ilişkisi kurmayı, strateji oluşturma ve geliştirme becerilerini destekleme olarak sıralanan raporda, ayrıca kronik hastalıkların tedavi süreçlerinde çocuğun motivasyonunu artırdığı ve çocuğa destek olduğu ifade edildi.

Raporda, dijital oyun seçerken çocuğun gelişim düzeyinin, yaşına uygunluğunun ve oynadığı sürenin göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret edildi. Dijital oyunların, yetişkinlerin rehberliğinde, etkileşimli olarak çocuğun gelişim düzeyine uygun ve belirli sürelerle sınırlı olmak kaydıyla günlük yaşam düzenini olumsuz etkilemeyecek şekilde kullanılması gerektiğinin altı çizildi.

"UYGUN OLMAYAN OYUNLAR, OLUMSUZ KİMLİK GELİŞİMİNE YOL AÇABİLİYOR"

Dijital oyunların yararları kadar zararlarının da olabildiğine işaret edilen raporda, "Bazı dijital oyunlar, kontrolsüz oynandığında oyun bağımlılığına sebep olabilmektedir. Dijital oyunlar da dahil olmak üzere tüm dijital görüntüler, 0-3 yaşta gelişimsel sorunlara, özellikle alıcı ve ifade edici dil gelişiminde problemlere neden olmaktadır." uyarılarına yer verildi.

Raporda, şunlar kaydedildi:

"Çocuk ve ergenlerin uygun olmayan oyunlarla oynaması, yaşına uygun olmayan görüntü ve bilgiler nedeniyle psikolojik travmaya, olumsuz kimlik gelişimine, kişilik bozukluklarına, yalnızlaşmaya, yabancılaşmaya, toplumsal olaylara karşı duyarsızlaşmaya, davranış bozukluklarına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra uzun süre hareketsiz bir şekilde oyun oynamaya bağlı olarak solunum ve dolaşım sistemiyle ilgili problemler, obezite, ortopedik rahatsızlıklar, yeme bozuklukları, göz ve görme bozuklukları ile ilgili sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca akademik başarının düşmesine, uyku bozukluklarına ve kişisel hijyenle ilgili problemlere sebep olabilmektedir."

"6-8 yaş grubundaki çocuklara ebeveynleriyle birlikte belirledikleri süre kadar izin verilmesi ve çocuğun günlük yaşam aktivitelerini aksatmaması kaydıyla çocuk, ailenin gözetiminde teknolojik aygıtları kullanabilir; 9-11 yaş grubunda, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal etkileşimini aksatmamak kaydıyla akademik aktiviteler dışında en fazla 2 saat olacak şekilde ailenin gözetiminde teknolojik araçları kullanabilir. 12 yaş ve üzeri çocuk, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal etkileşimini aksatmaması kaydıyla ailelerin uygun gördüğü ve çocukla uzlaştığı süre kadar teknolojik araçları kullanabilir. Çocukların 11-12 yaş öncesi teknolojik araç sahibi olmasına izin verilmemeli."

"SOSYAL GELİŞİMDEKİ YETERSİZLİK OYUN BAĞIMLILIĞINA İTİYOR"

Raporda, çocukları ve ergenleri oyun bağımlılığına iten faktörlere de yer verildi. Günlük hayatın problemleri, stresli yaşam olayları ve olumsuz duygulardan uzaklaşma isteği, gruba ait olma, sosyalleşme ve rekabet ihtiyacının dijital oyunlarla karşılanması, sosyal gelişimdeki yetersizlik, yaşıtlarla iletişim kuramama, içe dönüklük, yalnızlık duygusu, sosyal kaygılar, sosyal beceri yetersizlikleri, düşük benlik saygısı, çocuk ve ergene bağlı faktörler olarak sıralandı.

Aileye bağlı faktörler ise ilgisiz, tutarsız davranışlar ve aile içi şiddet olarak belirtildi.

Çevreye bağlı faktörler de açık oyun alanlarının yeterli ve güvenli olmaması, kötü rol modeller, dijital oyunlara kolay ve ücretsiz erişim olarak ifade edildi.

Dijital oyuna bağlı faktörler, "oyunun merak, rekabet içermesi, kademeli geçiş skor sistemine sahip olması, oyunda ilgi çekici ses ve görüntünün yer alması, karakter oluşturabilme imkanının olması, çevrim içi çok oyunculu oyunlar ve bu oyunlardaki sohbet edebilme özelliğinin bulunması" şeklinde sıralandı.

Raporda, oyun bağımlılığı ile ilgili çocukları bekleyen tehlikelere ilişkin şunlar kaydedildi:

"Uygunsuz içeriklere maruz kalması, zararlı alışkanlıklara yönelmesi, akademik başarının düşmesi, sosyalleşememesi, aile işlevlerinin bozulması, istismara ve siber dolandırıcılığa maruz kalması, suça karışması, argo sözcük kullanımının artması, konuşma ve yazma becerilerinin bozulması, insanlarla ilişkilerinin bozulması, beslenme alışkanlıklarının bozulması, obezite gibi kronik hastalıkların ortaya çıkması, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi psikolojik bozukluklar yaşaması, dijital oyunlarda para kazanılması nedeniyle eğitime devam etmeye gerek görmemesi, bahis oyunlarına yönelmesi, kumar alışkanlığı edinmesi."

"OYUN, ÖDÜL VEYA CEZA OLARAK SUNULMAMALI"

Çözüm önerilerinin de bulunduğu raporda, çocukla sağlıklı iletişim kurulmasının önemi vurgulandı.

Raporda, alınacak tedbirlere ilişkin olarak, "Oyun, ödül veya ceza olarak sunulmamalı. Yasaklamaya yönelik çözümlerden ziyade çocuk farklı alanlara yönlendirilmeli. Aile fertleri doğru rol model olmalı. Çocuk ve aile arasında internet olmadan zaman geçirilmesi için saat belirlenmeli. Çocuk ile birlikte dijital oyunların dışında oyunlar oynanarak, nitelikli zaman geçirilmeli." tavsiyelerine yer verildi.

Ailelerin çocuklarını oyun bağımlılığından korumak için çocuklarının yaş aralığına uygun önlemler alması gerektiğinin altı çizilen raporda, 0-18 aylık çocukların televizyon, bilgisayar telefon, tablet ile tanıştırılmaması ve ailelerin çocuklara bu konuda model olmaması gerektiğine işaret edildi.

Raporda, 18 ay-2 yaş grubunda ise çocuk merak ediyorsa ebeveyn eşliğinde ve teknolojik aygıtı çocuğun eline vermeden günde en fazla 15 dakika eğitsel paylaşımlar yapılmasının uygun olduğu belirtildi.

Ayrıca, 3-5 yaş grubunda, yetişkin gözetimi altında veya beraber oyun oynamak şartıyla bir saatten fazla olmayacak şekilde teknolojik cihazları kullanmasının uygun olduğu ifade edilen raporda, diğer yaş gruplarıyla ilgili şu önerilerde bulunuldu:

"6-8 yaş grubundaki çocuklara ebeveynleriyle birlikte belirledikleri süre kadar izin verilmesi ve çocuğun günlük yaşam aktivitelerini aksatmaması kaydıyla çocuk, ailenin gözetiminde teknolojik aygıtları kullanabilir; 9-11 yaş grubunda, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal etkileşimini aksatmamak kaydıyla akademik aktiviteler dışında en fazla 2 saat olacak şekilde ailenin gözetiminde teknolojik araçları kullanabilir.

12 yaş ve üzeri çocuk, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal etkileşimini aksatmaması kaydıyla ailelerin uygun gördüğü ve çocukla uzlaştığı süre kadar teknolojik araçları kullanabilir. Çocukların 11-12 yaş öncesi teknolojik araç sahibi olmasına izin verilmemeli."

"ÇOCUĞUN ODASINDA BİR TEKNOLOJİK AYGIT BULUNDURULMAMALI"

Ebeveynlerin, çocuğun odasında bir teknolojik aygıtın bulundurulmamasına ve var olan teknolojik cihazların ortak kullanım alanlarında kullanılmasına dikkat etmesi gerektiği vurgulanan raporda, anne ve babaların filtreleme programları konusunda bilgi sahibi olması gerektiğine işaret edildi.

Ebeveynlerin, büyük kardeşlerde bilgisayar, telefon, tablet gibi teknolojik aygıtlar varsa küçük kardeşin bu teknolojik aygıtlarla erken yaşta tanışmasını engellemek için önlemler alması gerektiği ifade edildi.

Öğretmenlerin dijital oyun bağımlılığı belirtilerine yönelik farkındalık sahibi olması gerektiğinin altı çizilen raporda, aile hekimliği uygulamaları çerçevesinde çocuğun tüm gelişim alanları için çocuk gelişimci, psikolog ve fizyoterapist yer alan bir ekibin kontrolünde, çocukların düzenli takip edilmesi gerektiği vurgulandı.

Raporda, dijital oyun bağımlısı çocuklara ve ergenlere profesyonel destek sağlanması, kamu kurumlarında internet ve dijital oyun bağımlılığı poliklinikleri oluşturulması, çocukları hareketli yaşama yönlendiren oyunların sunulacağı ortamlar oluşturulması, dijital oyun içeriklerinin yetkili kurumlarca denetlenmesi gerektiği kaydedildi.

"ULUSAL ÇEVRİM İÇİ OYUN PLATFORMU OLUŞTURULMALI"

İlgili sivil toplum kuruluşlarının çocuklar ile aileleri, öğretmenler ile öğrencileri bir araya getirip, dijital oyunlar konusunda bilgilendirme çalışmaları yapması gerektiği belirtilen raporda, devamlı güncellenen içerikleri açık bir şekilde sunan ve kategorilere ayrılmış ulusal çevrim içi oyun platformu oluşturulması gerektiği ifade edildi.

Raporda, cinsel taciz, çocuk pornografisi gibi çocuk istismarı unsurlarını barındıran oyun adı altında sunulan yapıları ihbar etmek üzere mobil uygulamalar ve web siteleri geliştirilmesi, dijital okuryazarlık seferberliği başlatılması, ailelerin ve eğitimcilerin dijital oyun bağımlılığı konusunda danışmanlık alabileceği bir ağ kurulması gerektiği vurgulandı.

"HABERLERDE OYUN İSİMLERİ KULLANILMAMALI"

Dijital oyun bağımlılığı konusunda önleyici ve koruyucu içeriklerin hazırlanması ve kısa aralıklarla sanal marketlerde ve sosyal medya platformlarında paylaşılması önerilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Dijital oyun bağımlılığı risk grubunu oluşturan çocuk ve ergen grubuna yakınlıkları ve etkileri bakımından birincil hedef kitle olarak ebeveyn ve öğretmenler belirlenmeli.

Dijital yaşamda, çocuğun gelişimi ve ruh sağlığı konusunda, ilgili bakanlıkların çevrim içi platformlarda danışman görüşleri, kısa ve etkili videolar, karikatürler, bilgilendirici metinler paylaşılmalı.

Televizyon kanallarında dijital oyun bağımlılığı ile ilgili risk ve tehditleri dile getiren haber ve program yayınları yapılmalı. Çocukların izleyeceği saatlerde sunulan haberlerde oyun isimleri kullanılmamalı."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.