Dımâd Bin Sa’lebe (r.a.) Nasıl Müslüman Olmuştur?
Dımâd bin Sa’lebe (r.a.) nasıl Müslüman olmuştur?
Bir defâsında da Ezd-i Şenûe kabîlesinden Dımâd bin Sa’lebe (r.a.), umre yapmak için Mekke’ye gelmişti. Dımâd (r.a.), hekimliğe özenen, akıl hastalarına okuyup üfleyen ve ilim elde etmeye çalışan bir kimseydi. Müşriklerin “Muhammed (s.a.v.) mecnundur!” dediklerini duyunca kendi kendine:
“−Ben gidip şu zâtı bir göreyim. Belki Allâh O’na benim vesîlemle şifâ verir.” diyerek müşriklerin meclislerinden kalktı. Peygamber Efendimiz’e varıp:
“–Yâ Muhammed (s.a.v.)! Ben deliliği tedâvi ederim. İstersen Sen’i de tedâvi edeyim. Belki Allâh Sana şifâ verir!” dedi.
DIMÂD BİN SA’LEBE’NİN (R.A.) MÜSLÜMAN OLMASI
Allâh Resûlü Dımâd’a (r.a.) şöyle mukâbelede bulundu:
“–Hamd, Allâh’a mahsustur. Biz O’na hamd eder, yardımı ve affı da O’ndan dileriz. Nefislerimizin şerrinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidâyete erdirdiğini saptıracak yoktur. Dalâlete düşürdüğünü de hidâyete erdirecek yoktur. Ben şehâdet ederim ki Allâh’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O birdir, tektir. O’nun eşi ve ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Resûlü’dür.”
Resûl-i Ekrem’in sözleri Dımâd’ın (r.a.) çok hoşuna gitti ve:
“–Ben hiçbir zaman, bundan daha güzel bir kelâm işitmedim! Sen şu sözlerini bir daha tekrarlar mısın?” dedi.
Fahr-i Kâinât Efendimiz sözlerini tekrarladı. Dımâd (r.a.) bu inci gibi güzel sözleri iki kere daha tekrar ettirdikten sonra:
“–Vallâhi ben kâhinlerin, sihirbazların, şâirlerin, her türlü insanın sözünü dinledim. Fakat Sen’in şu söylediklerin gibi hiçbir söz işitmedim. Bunlar belâgat ve fesâhat deryâsının en kıymetli incileridir. Elini ver de sana bey’at edeyim!” dedi ve Müslüman oldu. Resûlullâh:
“–Kavminin adına da bey’at eder misin?” diye sordu. Dımâd (r.a.):
“–Kavmim adına da bey’at ediyorum!” dedi. (Müslim, Cum’a, 46; Ahmed, I, 302; İbn-i Sa’d, IV, 241)
Resûlullâh, Dımâd’ın (r.a.) Müslüman olmasından sonra hemen kavmi adına da ondan bey’at aldı. Böylece onu, kavmine İslâm’ı teblîğ etmek için elçi ve muallim olarak vazîfelendirdi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 1, Erkam Yayınları