Din Kardeşliği Akrabalık Asabiyetinden Önce mi Gelir?

PEYGAMBERİMİZ

Din kardeşliğinin akrabâlık asabiyetini aşmasını sergileyen ibretli bir fazîlet manzarası…

Uhud’da yaşanan kâbına varılmaz bir din kardeşliği manzarasını Zübeyr bin Avvâm -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

DİN KARDEŞLİĞİ AKRABALIK ASABİYETİNDEN ÖNCE Mİ GELİR?

“Annem Safiye, yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp:

«–Bunları kardeşim Hamza’ya kefen yapasınız diye getirdim.» dedi.

Hırkaları alıp Hazret-i Hamza’nın yanına gittik. Yanında Ensâr’dan bir başka şehîd daha bulunuyordu ve henüz onu örtecek bir kefen bulunamamıştı. Hırkaların ikisini de Hamza’ya sarıp Ensârî’yi kefensiz bırakmaktan utandık. Hırkanın birisi Hamza’ya, öbürü de Ensârî’ye kefen olsun dedik. Hırkalardan biri büyük diğeri küçük olduğu için de aralarında kura çektik.” (Ahmed, I, 165)

Din kardeşliğinin akrabâlık asabiyetini aşmasını sergileyen ne ibretli bir fazîlet manzarası…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

Not: Câhiliye döneminde, aralarında baba tarafından kan bağı bulunan akrabanın oluşturduğu topluluğa “asabe”, bu topluluğun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve herhangi bir dış tehlikeye karşı koymak veya saldırıda bulunmak söz konusu olduğunda bütün topluluk üyelerinin harekete geçmesini sağlayan birlik ve dayanışma ruhuna da “asabiyet” denilmekteydi.

Asabiyet; soyu ile övünmeyi, soy üstünlüğünü, kabileciliği, başkalarının neseplerine hakareti öngören bir anlayıştır. (Diyanet)