Din Kardeşliğinin Mahiyeti
Tasavvufta “yol kardeşliği” demek olan “ihvanlık” da; Allâh’a giden yolda yardımlaşmayı, dînî ve mânevî meselelerde birbirini desteklemeyi, kardeşinin eksikliğini telâfî etmeyi ve onun dert ortağı olmayı ifâde eder ki bu, İslâm kardeşliğinin çok ince ve derin bir hassâsiyetle yaşanmasıdır.
Hak dostu Bişr-i Hâfî Hazretleri, Esved bin Sâlim’i, Mâruf-i Kerhî Hazretleri’ne yollar. Esved bin Sâlim ona:
“–Bişr-i Hâfî seninle kardeşlik olmak istiyor. Bunu açıkça söylemekten çekindiği için, beni size gönderdi. Kendisini kardeşliğe kabul etmenizi diliyor. Fakat kardeşlik haklarına lâyıkıyla riâyet edememekten çekiniyor.” der.
Bunun üzerine Mâruf-i Kerhî Hazretleri:
ALLAH İÇİN SEVMENİN FAZİLETİ
“–Ben kardeş olduğum kimseden gece-gündüz ayrılmak istemem.” deyip Allah için sevmenin fazîletini anlatan birçok hadîs-i şerîf okur. Sonra da din kardeşliğinin mâhiyetini ve gerçek bir kardeşlik muhabbetinin nasıl olması gerektiğini şöyle îzah eder:
“–Rasûl-i Ekrem, Hazret-i Ali’yi kendine kardeş yapmakla, onu ilimde kendisine ortak etti. En sevimli kızını ona verdi. Şimdi sen şâhid ol, mâdem ki seni gönderdi; ben de onu Allah için kardeşliğe kabul ettim. O beni ziyâret etmezse de, ben onu ziyâret ederim. Ona söyle, sohbetlerde buluşalım. Hâlinden hiçbir şeyi benden saklamasın, her hâlini bana bildirsin...”
İbn-i Sâlim, durumu nakledince Bişr-i Hâfî Hazretleri bundan gâyet hoşnut olur ve memnûniyetle kabul eder.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 1, Erkam Yayınları