Din Ne Demek?

Din nedir? Dinin sözlük anlamı nedir? Din ile ilgili ayetler nelerdir? Kısaca dinin anlamı...

Din, Allah’ın peygamberleri vasıtası ile insanlara bildirdiği inançtır.

DİNİN ANLAMI NEDİR?

Din, sözlükte; “hüküm, ceza (karşılık), mükâfât, hesap, itâat, teslimiyet, hizmet, ibâdet, âdet, yol, kanun, şeriat, millet, mezhep, üstün gelme” vb. anlamlara gelir.[1]

DİN NEDİR KISACA?

İslâm âlimlerinin dini tarifi ise çeşitli şekillerdedir. Seyyid Şerif Cürcânî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahiplerini Peygamberin bildirdiği gerçekleri benimsemeye çağıran ilâhî bir kanundur.”[2] Zebîdî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzât hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur.”[3] Tehânevî şöyle tarif eder: “Din, akıl sahiplerini kendi irâdeleriyle dünyada salâha (iyiliğe), âhirette felâha sevk eden, Allah tarafından konulmuş bir kanundur.”[4]

DİN NE DEMEK UZUNCA?

Bu ve benzeri tarifler göz önünde bulundurulduğunda din’i kapsamlı olarak şöyle tarif etmemiz mümkündür: “Din, Allah Teâlâ tarafından konulmuş, insanlara dünya ve âhiret mutluluğuna ermenin yollarını gösteren; akıl sahibi insanlara yaratılıştaki gayeyi öğreten, böylece kendi irâdeleriyle hayırlı ve güzel işlere yönelten, Allah Teâlâ’ya nasıl ibâdet edileceğini öğreten, peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırılan ilâhî kanun ve nizamdır.”

DİN İLE İLGİLİ AYETLER

Kur’ân-ı Kerîm’de, İslâm dışındaki inanç sistemlerine de din adının verildiği görülür. Nitekim Kâfirûn Sûresi’nde: “Sizin dininiz size, benim dinim bana!”[5] buyurulması, buna delildir. Bununla birlikte husûsî mânâda din kelimesiyle “İslâm Dini” kasdedilmiştir. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyurulur:

“Allâh katında din, şüphesiz İslâm’dır.” (Âl-i İmrân, 3/19)

“Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 3/85)

HAK DİN

Bu âyetler, bir taraftan Allah Teâlâ katında hak dinin ancak “İslâm Dini” olduğunu bildirmekte, diğer taraftan da Allah Teâlâ’nın İslâm dininden başka bir dini istemediği, kabul etmeyeceği bildirilmektedir. Hz. Muhammed’e (s.a.v.) gönderilen son hak din İslâm ile birlikte Mûsevîliğin, İsevîliğin ve diğer dinlerin bir geçerliliği olmadığı çok açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur. Hiçbir delil, dayanak olmadığı hâlde Yahudi ve Hıristiyanları cennete göndermeye çalışmanın ne kadar yanlış bir çaba olduğu anlaşılmaktadır. İslâm âlimlerinin yaptıkları “din” tariflerinin hak din İslâm kasdedilerek yapılmış olduğunu unutmamalıdır.

Dipnotlar:

[1] Cevherî, Sıhâh, “dyn” ; İbn Manzûr, Lisânu’l-arab, “dyn” md. [2] Seyyid Şerif el-Cürcânî, et-Ta’rîfât, “Dîn.” [3] Zebîdî, Tâcu’l-Arûs, “dyn.” [4] Tehânevî, Keşşâfu ıstılâhâti’l-fünûn, “Din.” [5] Kâfirûn, 109/6.

Kaynak: Prof Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

DİNİN TANIMI VE KAPSAMI

Dinin Tanımı ve Kapsamı

DİN NEDİR? DİN NEDEN ÖNEMLİDİR?

Din Nedir? Din Neden Önemlidir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • imam hatip online

    Â Lİ İMRAN SÜRESİ 19 CU AYETİ OKUYUN İSLAM DİNİ ASLI OLMAYA BİR DİN OLA BİLİRMİ nasıl inkar adet bilir sininz

    Din, kişinin fıtri yapısı gereği davranisi demektir. Hak din İslam dir. İtidal davranışları sergileyen kişinin davranışı gibi... Bunun yanı sıra tasdiki olarak bir dine mensup olduğunu iddia eden kişi bu dinin gereği davranışları ile yükümlüdür. İtidal denge demektir. Bununla birlikte ifrat yani aşırı veya zayıf yani tefrit davranışlarda vardır. Her insan bunlardan bir veya bir kaçı vardır olumsuz davranışlardan sıyrılıp yaşamını inancının doğrultusunda duzenleyebilmek marifettir. Din davranıştır ifadesi sosyolojik bir ifade gibi görülse de, bu kavram geceler bir kavramdır. Yorumumuz eleştirel olarak algılanması lütfen... Muslumanim diyen birinin bir kavramı kendi inancına göre yorumlaması onun ifratinin göstergesidir. Saygılarımızla...

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.