Din ve Bilim Çelişir mi?
“Din mi, bilim mi?” sloganıyla genç nesillerin zihin ve gönül dünyalarını karıştırmak isteyenler var. Peki din ve bilim çelişir mi? Din ve bilim birbirinin alternatifi mi, tamamlayıcısı mıdır?
Ateistler ve deistler bugünlerde; “Din mi, bilim mi?” sloganıyla genç nesillerin zihin ve gönüllerine yeni bir fitne tohumu ekmeye çalışmaktadırlar. Bunun cevâbı gayet basittir:
DİN VE BİLİM BİRBİRİNİN ALTERNATİFİ Mİ, TAMAMLAYICISI MI?
Evvelâ, din ve bilim birbirinin alternatifi değildir. Bilim dediğimiz şey, Cenâb-ı Hakk’ın kâinâta koyduğu kâidelerin tespitinden ibârettir.
Cenâb-ı Hak, kâinâta bu kâideleri koymasa, bunları keşfedecek idrâk kâbiliyetlerini insana vermese, insan nasıl “bilim” diye bir şey ortaya koyacaktı?! Nitekim Cenâb-ı Hak, kulluk mes’ûliyeti yüklemediği diğer mahlûkâta ilimle iştigâl edebilecek kâbiliyetleri vermiyor. Bunu yalnız insana bahşediyor. Âyet-i kerîmede de “…Size ilimden ancak az bir şey verdik.” buyuruyor. (Bkz. el-İsrâ, 85)
Dolayısıyla bu kırıntı bilgilerle, sonsuz ve mutlak bilginin sahibi olan Cenâb-ı Hakk’a karşı bilimi putlaştırmak; ancak bunu yapan ateist ve deistlerin ne derin bir gaflet ve hamâkat çukurunda bulunduklarının bir göstergesidir.
İnsanlığa dîni vaz eden de Cenâb-ı Hak’tır, bilimi ihsân eden de. İkisi birbirinden ayrı değildir. İslâm, tarih boyunca bilimi teşvik etmiş, Batı dünyası cehâlet ve hurâfelerin karanlıkları içindeyken İslâm âlemi, ilim ve medeniyette göz kamaştıran bir seviyeye ulaşmıştır. Zira Kur’ân âyetleri ilme ışık tutmuştur. Yapılan ilmî keşifler, hiçbir Kur’ân âyetini tekzip edememiş, bilâkis te’yid etmiştir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları