Din ve Hayat Dergisinden 'iletişim ve Din Dili' Sayısı

İstanbul Müftülüğü ve TDV İstanbul Şubesi’nin ortak yayını olan Din ve Hayat dergisi 22. sayısı yayınlandı. 4 ayda bir yayınlanan ve bir konu özelinde, dosya konularıyla çıkan derginin bu sayısında “İletişim ve Din Dili” masaya yatırılıyor.

Din ve Hayat Dergisi 22. sayısında "İletişim ve Din Dili"ni dosya konusu yaptı. Dergi, alanında uzman kişilerin makale, yazı ve söyleşilerinin yer aldığı yeni sayısında, toplum üzerinde çok ciddi tesirleri olan radyo, televizyon, internet ve sosyal medyanın din diliyle olan irtibatı ve bu hususta yaşanan sıkıntıları, çözüm önerilerini inceliyor.

DİN DİLİNDE ÖLÇÜONKAPAK-DINVEHAYAT-KAPAK-SAYI-22+R_Page_1

İletişim sahasının ve bu alanda vasıtaların gün geçtikçe çeşitlenmesi ve kontrolsüz hale gelmesi bu sahada vahiy ve sünnet ışında ölçülerin yeniden gözden geçirilmesini zaruri kılıyor. Bu amaca matuf olarak dergide hem iletişim alanında ölçüleri ortaya koymak hem de zeminini kaybeden din dili için konunun uzmanlarınca ölçü ve özeleştiri kapısı aralanıyor.

Dergide bu sayı, Vahiy İlkeleri Işığında İletişimin Ölçüsü ve Sınırı başlıklı yazıyı Doç. Dr. Hülya Alper; Din Dili, Kur’an Dili başlıklı yazıyı Prof. Dr. Mustafa Öztürk; İletişim ve İnsan başlıklı yazıyı Prof. Dr. Emre Bağce; Popüler Kültür Medya ve Değişen Dindarlık başlıklı yazıyı Dr. Ekmel Geçer; Rasyonalist Yaklaşımın Din Diline Etkisi başlıklı yazıyı ise Yard. Doç. Dr. Harun Çağlayan kaleme almış.

KAYNAK NİTELİĞİNDE BİR SAYI

Bunun yanında derginin bu sayısında yer alan pek çok kıymetli ismin makalelerinin yanında Yusuf Kaplan, Prof. Dr. Turan Koç, Dr. Yüksel Salman ve Yavuz Selim Kurt ile yapılan söyleşileri okumanız mümkün.

“İletişim ve Din Dili” dosyası bu sahada çalışma yapmak isteyenler için kaynak değeri taşıyan bir sayı niteliğinde. Konunun dinî, tarihi, felsefi, ahlakî, kültürel, sosyal ve güncel yönlerinin ele alındığı sayıyı www.dinvehayatdergisi.com ve www.istanbulmuftulugu.gov.tr adresinden okuyabilir, basılı halini ise İstanbul İl ve ilçe müftülüklerinden temin edebilirsiniz.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.