Dînî ve Tasavvufî Hayâtta Duygu mu, Bilgi mi Daha Öndedir?

Tasavvuf

Dînî ve tasavvufî hayâtta duygu mu, bilgi mi daha öndedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Dînî ve tasavvufî hayâtta duygu ile bilgi birbirini besleyen şeyler olarak görülür. Zihindeki bilgilerin kalbdeki duygularla buluşması tasavvufî mânâda mârifet ve irfânı doğurur. Bu açıdan ibâdetlerin mânevî hikmetleri ve sırları bilgi olarak öğrenildikçe ibâdetleri daha derin bir duygu ile yapma arzusu uyanır. İbâdetlerin vecd ile yapılması da duyguyu besler.

Tasavvufta bilmek, bulmak ve olmak kavramlarının ilme’l-yakîn/yakînen bilme, ayne’l-yakîn/yakînen görme ve hakka’l-yakîn/yakînin hakîkatine erme ile irtibâtı vardır. Bugün empatiye açık duygusal zekânın, tasavvuftaki kalbî duyuş ve hissedişle irtibâtı olduğu söylenebilir.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları