Dinimizde Ailenin Önemi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Ailemiz: Sevgi, Rahmet ve Güven İklimimiz” başlığıyla yayınlandı.

“Ailemiz: Sevgi, Rahmet ve Güven İklimimiz” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, nikahla kurulan ailenin hem ruh hem beden için bir sığınak olduğu belirtildi.

Aile olmanın iftihar vesilesi en büyük değer olduğu ifade edildi. İyi davranışımızı, vicdanlı ve insaflı duruşumuzu en çok hak edenin ailemiz olduğu vurgulandı.

25.03.2022 tarihli cuma hutbesi.

İSLAM’DA AİLENİN ÖNEMİ

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olandır. İçinizde ailesine karşı en hayırlı olan da benim.”[2]

Aziz Müminler!

Bir bütünün diğerini tamamlayan iki yarısı, kadın ve erkek, evlenerek bir yuvayı paylaşır. İki ayrı yol, iki ayrı ömür birleşir. Nikâhla huzurlu bir aile kurar, hem bedeni hem de ruhu için sağlam bir sığınağa kavuşur. Aynı zamanda yeni sorumluluklar yüklenir. Allah’ın adı şahit tutularak kurulan aile, O’nun bahşettiği çocuklarla gelişir ve güzelleşir. Kadın, gözünün nuru ve gönlünün neşesi yavrularıyla anne olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşar. O artık, ayaklarının altına cennet serilen bir annedir. Erkek ise güzel ahlakla donanmış nesiller yetiştirmenin sorumluluğunda bir babadır artık. Anne baba olmak öyle yüce bir makamdır ki Cenâb-ı Hak kendisine kulluktan hemen sonra onlara iyi davranmayı emretmiştir her birimize…

Kıymetli Müslümanlar!

Aile, Rabbimizin eşsiz ve benzersiz kudretiyle bize sunduğu nadide bir nimettir. Bir toplumun temel çekirdeği ve dinamiğidir. İftihar vesilesi en büyük değer, en kıymetli hazinedir. Aile; iyinin-kötünün, doğrunun-yanlışın, güzelin-çirkinin öğrenildiği ilk mekteptir. Erdemlerin kazanıldığı, insanı insan yapan değerlerin miras olarak alındığı bir okuldur. Aile, maddi ve manevi tehlikelere karşı bir kaledir. Sevgi, rahmet ve güven iklimi, dünyadaki cennet huzurudur.

Değerli Müminler!

Aileyi aile kılan, ruhlar arasındaki münasebet, kalpler arasındaki muhabbettir. Aile olmak, duygu ve fikir bağı kurmak, gönül birliği etmektir. Eşini ve çocuklarını emanet bilinciyle kucaklamaktır. Huzurlu bir aile hayatı için emek vermek, fedakârlık göstermektir.

Aile olmak, aile hayatını sağlam temeller üzerine bina etmek, aileyi ayakta tutan değerlere sımsıkı tutunmaktır. Sadakat ve samimiyeti, hürmet ve merhameti elden bırakmamak “en hayırlı Müslüman” olmak demektir. Adaletli, affedici, sabırlı, vefalı olmaktır.

Aile olmak, sevince eş, hüzne kardeş olmaktır. Varlığı ve yokluğu beraberce yaşamak, dünyanın türlü sıkıntılarını birlikte göğüslemektir. Farklı bedenlerde bir can olmak, saadeti Hakk’ın rızasına uygun yaşamakta bulmaktır.

Aziz Müslümanlar!

Aileye yönelik değerlerin istismar edildiği, aile kurumunun nice tehlikelere maruz kaldığı ve itibarsızlaştırıldığı günümüzde, ailemizin kıymetinin farkına varalım. Aile hayatımızda ve bütün yaşantımızda yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerinden bir an olsun ayrılmayalım. Göz aydınlığı yavrularımıza, hayat arkadaşı eşlerimize, varlık vesilesi anne babalarımıza huzur ve sükûnet veren bir aile ortamı sunalım.

Unutmayalım ki huzurlu bir aile, merhamete açılan ve şiddete kapanan kapı ile mümkündür. Yine unutmayalım ki şu kısacık dünya hayatında ailemizden daha fazla bizi düşünen, bize emek veren kimse yoktur. İyi davranışımızı, vicdanlı ve insaflı duruşumuzu en çok hak eden onlardır.

Dipnotlar:

[1] Rûm, 30/21.

[2] Tirmizî, Menâkıb, 63.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

AİLE NEDİR?

Aile Nedir?

NEDEN AİLE KURARIZ?

Neden Aile Kurarız?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.