Dinimizin Çevreye Verdiği Önem

Dinimizin çevre temizliğine verdiği önem nedir?

Hz. Peygamber (sav.), kendi mescidini temiz tutmayı emrettiği gibi yeryüzü mescidini de temiz tutmayı emretmiştir.

DİNİMİZİN ÇEVREYE VERDİĞİ ÖNEM

Koruyucu hekimlikte çevre temizliği, ev, bahçe, yol, su, yakın ve uzak mekânları kapsamaktadır. Allah Resûlü (sav.), sağlık adına çevreyi temiz tutma konusunda aşağıdaki hususlara dikkat çekmektedir:

  • “Avlunuzu temizleyiniz, Yahudilere benzemeyiniz!” (Tirmizî, “Edeb”, 41)
  • “Mescide tükürmek hatadır, onun keffâreti, temizlenmesidir.” (Buhârî, “Salât”, 37)
  • “Akşam yatarken kapıları kilitleyiniz, su kırbalarının ağzını bağlayın, kapların üzerini örtünüz, ışığı söndürünüz.” (Müslim, “Eşribe”, 3755. 5)
  • “Aksırdığınız zaman, elinizin yahut elbisenizin bir yanı ile yüzünüzü kapatın.” (Ebû Dâvud, “Edeb”, 90)
  • “Biriniz esnediğinde eliyle ağzını kapatsın.” (Müslim, “Zühd”, 57-58.)

Bütün bu hadislerin, insanı mikrobik hastalıklara karşı korumaya yönelik olduğu, ancak mikrobun XIX. yüzyılda keşfinden sonra anlaşılmıştır.

Tanınmış bakteriyoloji uzmanı İngiliz Dr. Nelson, “Eğer Hz. Muhammed’in öğretileri dünyanın her tarafında uygulansa, mikropların sebep olduğu pek çok hastalık ortadan kalkar.” (A. Mecid Zindani ile röpörtaj, el- İ’caz el-İlmi, S. 6.) demiştir.

144 ülkenin katıldığı ilk “çevre ve insan” konferansı, 1970 İsveç’in başkenti Stockholm’da BM tarafından gerçekleştirilir. Bundan 14 asır önce Hz. Peygamber (sav.), su kaynaklarının yakınlarında, yol kenarlarında ve ağaç gölgeliklerinde, durgun sulara ihtiyaç gidermeyi yasaklamıştır, hatta çevreyi kirletenleri, lanetliler grubundan saymıştır “Sakın lânete uğrayanlardan olmayınız”, buyurunca, sahabeler, “Bunlar kimlerdir?” diye sordular. Peygamberimiz (sav.) de “Herkesin gelip geçtiği yollara, gölgeliklere, su kenarlarına ve ağaçların altına abdest bozup kirletenlerdir.” (Müslim, “Taharet”, 269.) diye cevap verdi.

Kaynak: Din ve Hayat Dergisi, Sayı: 35

İslam ve İhsan

İSLAM DİNİNİN ÇEVREYE VERDİĞİ ÖNEM NEDİR?

İslam Dininin Çevreye Verdiği Önem Nedir?

DOĞA VE ÇEVRE TEMİZLİĞİ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Doğa ve Çevre Temizliği İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.