Dinini Temiz Tut
Dini temiz tutmak nedir? Kişi dinini nasıl temiz tutar? Dini temiz tutmakla ilgili sahabelerin sözleri nelerdi? Bu konu ile ilgili hadis ve kıssalar nelerdir? Dr. Murat Kaya anlatıyor...
Nu’mân bin Beşîr (r.a), “Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i şöyle buyururlarken işittim” demiştir:
“Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisi arasında, birçok kimsenin bilmediği şüpheli hususlar vardır.
Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur. Kim de şüphelileri işlerse, zamanla harama düşer. Aynen sürüsünü başkasına ait bir arâzinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu arâziye girme tehlikesi vardır.
Dikkat edin! Her sultanın girilmesi yasak bir arâzisi vardır. Unutmayın ki, Allah’ın yasak arâzisi de haram kıldığı şeylerdir.
Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu sâlih olursa, bütün vücut sâlih olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir.” (Buhârî, Îmân, 39; Büyû’, 2; Müslim, Müsâkat, 107, 108; Ebû Dâvûd, Büyû’, 3/3329; Tirmizî, Büyû’, 1/1205; Nesâî, Büyû’, 2; Kudât, 11; İbn-i Mâce, Fiten 14)
BU HADİSİ ŞERİFTEN NE ANLAMALIYIZ?
Vera’ duygusu, yani insanın şüpheli şeylerden uzak durması, îmânı kemâle erdiren ve tamamlayan hususlardan biridir.
Ebû Bekir Sıddîk (r.a)’ın bir kölesi vardı. Bu köle kazancının belli bir kısmını ona verir, o da bundan yerdi. Yine bir gün köle kazandığı bir şeyi getirdi. Hz. Ebû Bekir de ondan bir lokma aldı. Bunun üzerine köle:
“–Her akşam bana kazancımın mâhiyetini sorardın, bu akşam sormadın.” dedi.
Hz. Ebû Bekir (r.a):
“–Çok açtım, sormayı unuttum, peki söyle bakalım nasıl kazandın?” diyerek açıklamasını istedi.
Köle:
“–Falcılıktan anlamadığım hâlde câhiliye devrinde falcılık yaparak bir adamı aldatmıştım. Bugün onunla karşılaştık. Adam o yaptığım işe karşılık size ikram ettiğim bu yiyeceği verdi.” deyince Hz. Ebû Bekir (r.a), derhâl parmağını boğazına götürüp (bütün eziyetine rağmen) yediklerinin hepsini çıkardı ve:
“–Yazıklar olsun sana! Neredeyse beni helâk ediyordun!” dedi. Kendisine:
“–Bir lokma için bu kadar eziyete değer miydi?” diyenlere de şu cevabı verdi:
“–Hayâtıma mâl olacağını bilseydim, yine de o lokmayı çıkarırdım. Zira Rasûlullah (s.a.v):
«Haramla beslenen vücudun müstahak olduğu yer, cehennemdir!» buyurdular.”
Zeyd bin Eslem (r.a) anlatıyor:
Ömer bin Hattab (r.a) süt içmişti, çok hoşuna gitti. Sütü ikram edene:
“–Bu süt nereden geldi?” diye sordu. O da:
“–Bir su kenarına varmıştım, bir de baktım ki zekât hayvanlarından bir kısmını suluyorlar! Benim için onların sütlerinden sağdılar. Ben de onu kabıma koyup getirdim. İşte bu o süttür.” dedi.
Bu sözleri işiten Ömer ibnü’l-Hattâb (r.a), hemen elini boğazına sokup içtiği sütü kusarak çıkardı. (Muvatta, Zekât, 31)
Ashâb-ı kirâmın şüpheli şeyler hususundaki titizliğini Ömer (r.a), şöyle dile getirmiştir:
“Biz, fâize düşme korkusu ile on helalden dokuzunu terk ettik.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, IV, 187/10087)
YORUMLAR