Dininizin Ortadan Kalkmasının Dört Sebebi

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur: “Sizin dîninizin ortadan kalkmasının dört sebebi vardır: Birincisi: Bildiklerinizle amel etmemenizdir. İkincisi: Bilmediklerinizle amel etmenizdir. Üçüncüsü: Bilmediklerinizi öğrenmeyip câhil kalmanızdır. Dördüncüsü: Diğer insanların, bilmedikleri şeyleri öğrenmelerine engel olmanızdır.”

Cenâb-ı Hakk’ın râzı olacağı istikâmette bir kulluk hayatı için evvelâ; ilmimizle âmil olmamız, inandığımız değerleri hayatımıza tatbik etmemiz elzemdir. Zira Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın ifadesiyle; “İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”

İkinci olarak; haddimizi bilmeliyiz.

Âyet-i kerîmede buyruluyor:

“…Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (el-Bakara, 216)

Dolayısıyla bizler, daha kendimiz hakkında neyin hayır, neyin şer getireceğini bilmekten âciziz. Bu sebeple kendi fikrimizi, hiçbir zaman Allah ve Rasûl’ünün tâlimatlarından öncelikli göremeyiz. Kendi nâkıs aklımızın değil; Kur’ân ve Sünnet’in bildirdiği ebedî saâdet ölçülerinin rehberliği ile yaşamalıyız. Aklımızın muayyen bir hududu olduğunu unutmamalıyız. Hazret-i Mevlânâ’nın; “Akıl Mustafa’ya kurban olsun!” ifâdesini, kendimize düstur edinmeliyiz.

Üçüncü olarak; cehâletten kurtulmalıyız.

Hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere; “Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen, ya da ilmi seven/destekleyen olmalı, beşincisi olmaktan sakınmalıyız.”[3]

Ayrıca ne kadar bilgi sahibi olursak olalım, ilmin bir nihâyeti bulunmadığını da unutmamalıyız. “Ben her şeyi biliyorum!..” demek, büyük bir zaaftır.

Rivâyete göre Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-, Firavun ve ordusunun Kızıldeniz’de boğulmasından sonra kavmini topladı. Onlara çok fasih, beliğ ve heyecanlı vaazlar verdi. Kavmi, Hazret-i Mûsâ’nın ilim ve mârifetteki derinliğine hayran kaldı. İçlerinden biri:

“–Ey Allâh’ın peygamberi, şu yeryüzünde senden daha âlim bir kimse var mı?” dedi.

Hazret-i Mûsâ:

“–Böyle bir kimse bilmiyorum.” cevabını verdi. Diğer bir rivâyete göre sükût etti. Fakat bu sükûtuyla, kendisinin en âlim kimse olduğunu zımnen kabul etmiş oldu. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak bir peygamberini, sâlih bir kuluna, yani Hızır -aleyhisselâm-’a ledünnî ilmi tahsîle gönderdi.

Demek ki, kim olursa olsun her insan, bildiğinin hocası, bilmediğinin talebesidir.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de, ilmin sonsuzluğu ve insanoğlunun bu husustaki aczini ifade sadedinde;

“…Allâh’a yemin ederim ki benim bildiklerimi bilseydiniz; az gülerdiniz, çok ağlardınız… (Evlerinizden) sahrâlara dökülüp Allâh’a yüksek sesle yakarışta bulunurdunuz.” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Zühd, 19)

Dördüncü olarak da gerçek ilim ve irfânın tahsiline mânî olmayıp bilâkis teşvik etmeli, destek olmalıyız.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 391

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.