Dinlerin Sınıflandırılması
Hak din, Batıl din ve Muharref din nedir, neye denir? Hak dini batıl dinlerden ayıran özellikler nelerdir? Dinlerin sınıflandırılması...
Din, Allah’ın koyduğu kanun ve kurallar olduğuna göre, ilâhî vahye dayanan dinlere “Hak Dinler”, ilâhî vahye dayanmayan dinlere “Bâtıl Dinler”, ilâhî vahye dayanmakla beraber aslî hüviyetini koruyamamış olanlara da “Muharref Dinler” denir.
HAK DİNLER
Hak Dinler, Hakka dayanan dinlerdir. Kurân’da, İslâm için, “Allah katındaki din” (Âl-i İmrân, 3/19), “dosdoğru din” (Rûm, 30/30), “hak din” (Tevbe, 9/33; Fetih, 48/28; Saf, 61/9) tabirleri kullanılır. Dinler içinde Allah Teâlâ tarafından gönderildiği şekliyle aslî hüviyetini korumuş tek din “İslâm”dır. Hak dinler, Ahlâkî fazilet üzerine kurulmuş, tek olan Allah’a îmân ve ibâdeti emreden, O’nun Peygamberine inanmayı emreden dinlerdir. Çünkü dini insanlara getirip bildiren Peygamber olduğu için Allah’a îmândan sonra Peygambere îmân gelir. Zamanımızda bu şartları taşıyan din, sadece İslâm Dini’dir. İnsanlığın ilk dini İslâm’dır. İlk insan Hz. Âdem, aynı zamanda ilk Peygamberdir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de son Peygamberdir. Bu ikisi arasında pek çok Peygamberler gelip geçmiştir. Bu peygamberlerin hepsi, insanları tek Allah’a îmâna ve ibâdete çağırmışlardır. Hepsinin bildirdiği hak dinde inanç esasları birdir. Hepsi tevhid dinidir.
BATIL DİNLER
Hak dinlerin dışında kalan bütün dinler “Bâtıl Dinler”dir. Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi ilk başta bir peygambere gönderildiği halde Peygamberden sonra insanlar tarafından değiştirilen, bozulan dinleri de “Bâtıl Dinler” kategorisine dahil edersek, dinlerin hak ve bâtıl olmak üzere ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Hak dinler, tevhid dini olduğuna göre, bâtıl dinler de tevhidden ayrılan dinlerdir.
HAK DİNİ BATIL DİNLERDEN AYIRAN ÖZELLİKLER
Hak dinleri bâtıllardan ayıran bir takım husûsiyetler vardır. Başlıcaları şunlardır:
- Hak dinler, bütün kâinatta irâdesi mutlak bir Yaratıcı’ya inanırlar.
- Öldükten sonra dirilmenin hak olduğuna; hesaba, cennet ve cehenneme inanırlar
- Görülmeyen varlıklar olan meleklere inanırlar.
- Varlığı kendisinden olan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Yüce Yaratıcı’dan başkasına ibâdet etmeyi asla kabul etmezler.
- Dînî hükümlerin (emir ve yasakların) bir peygamber tarafından bildirildiğine inanırlar.
- Bazı peygamberlere Allah Teâlâ tarafından kutsal kitaplar indirildiğine inanırlar.
- Hak dinlerin emir ve yasakları, fert ve toplum olarak insanların dünya ve âhirette faydalarına olan hususlardır.[1]
- Hak dinlerde akla ve pozitif ilimlere aykırı bir husus, hüküm ve esas yoktur.
İslâm’ın inanç, ahlâk ve toplum düzeniyle ilgili hükümleri fıtrat ve tabiatla tam bir uyum halindedir. İslâm inançları çok sağlam esaslar ihtiva eder. İslâm’da, hurafe, mitoloji, vehim ve zanna yer yoktur. Hürriyet ve hukukta eşitlik esasları en sağlam bir şekilde tesbit edilmiştir. Hükümleri kolaylık üzerine kurulmuştur. İslâm’ın en büyük düşmanı, bilgisizlik, hurâfe, istibdat ve zulümdür.[2]
[1] Hamdi Akseki, İslâm Dini, s. 19.
[2] Hamdi Akseki, a.g.e., s. 22.
Kaynak: Prof Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları
YORUMLAR