Diş Beyazlatmak Dişlere Zarar Verir mi?

Dişlerinizi beyazlatmak isterken diş sağlığınızla oynamayın.

Protez ve İmplantoloji Uzmanı Dr. Dt. İlker Arslan, çay, kahve, sigara ve renkli içeceklerin diş rengine zarar verdiğini ve diş beyazlatma işlemi yapıldıktan sonra bu içeceklerin kesinlikle azaltılması gerektiğini belirtti.

DİŞLER NEDEN RENKLENİR?

Dişlerde renklenmeler, özellikle çay, kahve, sigara ve renkli içeceklerin uzun süre ve sıklıkla kullanılması, doğuştan gelen sebepler, uzun süre antibiyotik kullanılması, aşırı flor alımı, kanal tedavisi, travma ve yaşlılık sonucu oluşabilir.

10 DAKİKADA DAHA BEYAZ DİŞLERE SAHİP OLUN

Bu sebeplerden dolayı oluşan renkleri yok etmek için diş beyazlatma işlemi ülkemizde de çok yaygın olarak yapılmaktadır. Diş beyazlatma, diş yüzeyine sürülen özel jellerin lazerlerle veya kimyasal olarak aktif hale geçmesiyle diş renginin açılması işlemidir. Hastaların alışkanlık ve bakımlarına göre 1-2 senede bir yapılan tekrar tedavileri rengin korunmasına yardımcı olacaktır.

İKİ TİP DİŞ BEYAZLATMA YÖNTEMİ 

Kozmetik diş hekimliği güzel bir gülüş için birçok farklı seçenek sunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de diş beyazlatmadır. Ev tipi diş beyazlatma ve ofis tipi diş beyazlatma olmak üzere iki farklı şekilde uygulanabilir. Ev tipi diş beyazlatma uygulaması en az bir hafta içinde sonuç verirken, ofis tipi diş beyazlatma uygulamalarında ise otuz dakika içinde gözle görülür bir beyazlama elde edilmektedir. Ofis tipi uygulamalar mutlak olarak hekim tarafından yapılmalıdır. Diş beyazlatma işleminin etkili ve uzun süre kalıcı olabilmesi için hekimin tecrübesi ve kullandığı materyal ile cihaz büyük önem taşımaktadır.

DİŞ BEYAZLATMAK ZARARLI MI?

Diş beyazlatmanın, diş yüzeyindeki lekeleri çıkarmakla aynı işlem olmadığını belirten Arslan, “Diş yüzeyindeki lekeler dişin dış tabakasındaki renklenmelerdir. Mekanik temizlikle ve mutlaka diş beyazlatma öncesinde yapılması gerekir.” dedi. Bununla birlikte diş beyazlatmanın hem dişin canlı kısmına hem de sert dokusuna hiç bir zararı olmadığını fakat mutlaka tecrübeli hekimler tarafından ve kaliteli materyaller ile yapılması gerektiğini belirtti.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.