Diş Eti Neden Kanar?

Diş eti kanamaları diş eti hastalıklarının habercisidir.

Sağlıksız diş etleri ise diş problemlerini beraberinde getiren en mühim faktörlerin başında gelir. Peki diş etlerimiz neden kanar?

Yrd. Doç. Dr. Cenker Koyuncuoğlu, sağlıklı diş etlerinin kendiliğinden ya da fırçalama ile kanamayacağını, diş eti kanamalarının diş eti rahatsızlığının habercisi olduğunu ifade ederek bu durumun mevcut diş eti hastalığının devam ettiğini de gösterebileceğini söyledi. Diş eti kanamalarının 2-3 günden fazla süre ile devam etmesi durumunda zaman kaybetmeden bir diş hekimine başvurmak gerektiğini belirten Koyuncuoğlu merak edilen soruları yanıtladı.

DİŞ ETİ KANAMASININ SEBEPLERİ?

Koyuncuoğlu diş eti kanamalarının en mühim sebebini şöyle anlattı: “Diş eti kanamalarının ilk nedeni mikrobiyal diş plağıdır. Etkin bir fırçalama, diş ipi ve ara yüz temizliği yapılmaması nedenleriyle bakteriler dişe tutunur. Zamanla bu plak tabakası gelişir ve dişetlerine zarar verecek hale gelir. Bu birikintiler diş taşına dönüşür ve kişinin ağız bakımını yapabilmesini daha da zorlaştıracak bir kısır döngü başlar.”

Koyuncuoğlu, şeker hastalığı, sigara, hamilelik, menopoz ve adet dönemi gibi hormonal değişim yaşanan süreçler ile hatalı diş fırçalama, ilaç kullanımı (doğum kontrol hapları ile bazı tansiyon ilaçları) ve lösemi, hemofili ya da trombosit eksikliği gibi kan hastalıklarının diş eti sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ve bu faktörlerin diş eti kanamalarına neden olduğunu ifade etti.

DİŞ ETİ KANAMASI TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?

“Diş eti kanamaları genelde ciddiye alınmayan bir hastalıktır ama alınmalıdır. Diş eti kanamaları başladığında müdahale edilmemesi, gingivitis dediğimiz diş eti hastalığının devam etmesine sebep olur. Bu aşamada kanamanın yanı sıra diş etleri şiş ve kırmızı renktedir. Eğer bu durum uzun bir süre devam ederse hastalık ilerleyebilir ve dişleri destekleyen kemiğe zarar verecek hale gelir. Hatta daha ileri durumlarda dişlerin kaybına yol açabilir.”

DİŞ ETİ KANAMASI NASIL ÖNLENEBİLİR?

Diş eti kanamalarını önlemenin tek yolu ağız hijyeninin düzenli olarak sağlanması, dişlerin günde 2 defa uygun bir fırça ve doğru bir teknik ile fırçalanmasıdır. Ayrıca diş ipi ve arayüz fırçası kullanarak dişlerin ara yüzeyleri temizlenmeli, beslenmeye itina gösterilmeli ve şekerli-yapışkan gıdalardan kaçınılmalıdır. Son olarak 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolü de unutulmamalı ve gerektiğinde diş yüzeyi temizlikleri yapılmalıdır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.