Dişlerinizi Ramazana Hazırlayın!

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Beyser Pişkin, oruçluyken tükürük salgılamasının azalması nedeniyle diş çürümelerinde artış meydana gelebileceğini belirterek, ramazan ayından önce diş bakımı yaptırılmasının önemine işaret etti.

Prof. Dr. Pişkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız ve diş sağlığı için periyodik olarak diş hekimine görünmek gerektiğini ancak bu kontrollerin özellikle oruç ayı öncesi öneminin daha da arttığını dile getirdi.

Oruçluyken tükürük salgısının azaldığını, bunun ağız içi asidik ortamı artırdığını ve çürümelere karşı hassas bir ortam yarattığını kaydeden Pişkin, ramazan ayında iftar ve sahurdan sonra dişlerin yanı sıra dilin de fırçalanması gerektiğini bildirdi.

RAMAZAN AYI GİRMEDEN DİŞ ÇÜRÜKLERİNİZE BAKTIRIN

Pişkin, "Ramazan ayı girmeden önce herkes, diş hekimine gidip çürüklerine baktırmalı, kötü dolguları, kötü köprüleri, protezleri varsa bunları yeniletmeli. Diş sağlığınızla ilgili problemleri gidererek oruç dönemine girmelisiniz. Özellikle çürükleriniz varsa dolguları yapılmalı. Kötü kaplamalar varsa daha düzgün hale getirilmeli. Periyodik olarak diş hekimine gidilmesi gerekir ama ramazan öncesi yeni çürük oluşumunun engellenmesi için mutlaka gidilmelidir." dedi.

Ağız kokusunun temel nedeninin diş ve diş eti rahatsızlıkları olduğunu ancak oruçluyken bazı enzimlerin açığa çıkması ve açlık yüzünden ağız kokusunda artış görülebileceğini aktaran Pişkin, oruçluyken tükürük salgısının azaldığını, gün içerisinde suyla çalkalanması durumunda ağızdaki asidik ortamın nötürleşeceği, bunun ağız kokusunu ve çürük riskini azaltacağını belirtti.

SAHURDA PEYNİRİN ÖNEMİ 

Çürük riskinin ağızdaki asidik ortamla doğrudan ilgili olduğunu anımsatan Pişkin, sahurdan sonra diş fırçalama imkanı olmaması halinde peynir gibi bazik yiyeceklerin tüketilmesinin ağız içindeki asidik ortamı dengeleyebileceğini, çürük riskini azaltabileceğini söyledi.

Ağız kokusunun temel nedeninin çürükler ve diş eti rahatsızlıkları olduğunu kaydeden Pişkin, kokunun sinüzit, üst solunum yolları enfeksiyonu, mide rahatsızlıkları ve karaciğer rahatsızlıkları gibi birçok sistematik hastalığın da habercisi olduğuna dikkat çekti.

Ağız kokusunu gidermek için sprey ve gargara kullanımını önermediğini dile getiren Pişkin, "Ben onları tavsiye etmiyorum. Özellikle koku için kullanılan ağız gargaralarını, bazı patolojik bulguları gizlediği için önermiyorum. Veriler gizlenince önemli hastalıkların tespiti yapılamıyor ve tedavide gecikme yaşanabiliyor." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.