Divan Edebiyatında Gül Ne Anlama Gelir?
Gül nedir, ne anlama gelir? Gül neyin simgesidir? Divan edebiyatında gülün anlamı ve gül ile ilgili beyitler.
Gül sözlükte, “gül ağacının güzel kokulu, pek çok çeşidi bulunan çok makbul çiçeği” demektir.
Gül; Doğu edebiyatlarında özellikle güzelliği bakımından sözü edilen çiçektir.
GÜL NEDİR?
Türkler tarafından eski devirlerden beri bilinmekte olup edebiyatta çokça kullanılan motiflerden biridir. Farsça’daki genel anlamı “çiçek” olan gül, Türk edebiyatında da “gül-i bâdâm” (badem çiçeği), “gül-i yâsemen” (yasemin çiçeği) gibi ifadelerde aynı mânada kullanılmıştır (İran edebiyatında gerek “çiçek”, gerekse “gül” anlamında kullanılışıyla ilgili olarak Ali Ekber Dihhudâ’nın Luġatnâme’sinde geniş bilgi bulunmaktadır.)
DİVAN EDEBİYATINDA GÜL NEYİ SİMGELER?
Gül, çeşitli vasıflarıyla daha çok sevgilinin sembolü olarak kabul edildiğinden şairlerin ilham kaynağı, çiçeklerin de sultanıdır. Bu husus “şeh-i ezhâr, sultân-ı gül, hüsrev-i gül, dâver-i ezhâr” gibi sözlerle ifade edilir. Divan edebiyatında en çok sözü edilen kırmızı güldür. Zaman zaman beyaz gülden ve âşığın yüzünü hatırlatması bakımından sarı gülden de bahsedilir.
Bunların dışında “gül-i sad-berk” (yüz yapraklı gül, katmerli bir çeşit iri gül), “gül-i ter” (taze, taravetli gül), “gül-i ra‘nâ” (içi kırmızı, dışı sarı gül), “gül-i sûrî” (gül yağı çıkarılan Edirne gülü) ifadelerine de sıkça rastlanmaktadır.
“Yakayım hicr oduna gül tenimi kül edeyim / Ol nihâl-i gül-i ra‘nâya gerek hâkister” (Necâtî Bey) beytinde geçen gül-i ra‘nâ tamlaması “güzel, şuh, iki yüzlü, hafifmeşrep” anlamlarında kullanılmıştır. Eskiden serviye sarmaşık veya yediveren gülü aşılanır ve bu güller serviyi görünmeyecek şekilde sarardı. Buna “peyvend”, böyle güllere de “serv-i gül-endâm, serv-i gül-fürûş, serv-i semen” adları verilirdi.
DİVAN EDEBİYATINDA GONCA NE ANLAMA GELİR?
Gonca, gülün açılmamışı yani “halvet” halidir. “Yakası dar, teng-dil, yüzünü dürmüş, uykuya varmış” gibi sözlerle de ifade edilen gonca “mahzen-i esrâr”dır; dudaklarla “hem-râz”dır. Gonca sırrını sakladığı halde gül açılıp saçılarak sırrını âleme fâş eylemektedir. “Sırr-ı aşkı gonca gibi dilde mektûm eyle kim / Hânumânı yele verdi açtığıyçun râz gül” (Hayâlî) beytinde gonca ile gülün bu durumu dile getirilmektedir. Gülün açılması “çâk-i girîbân eylemek, yakasını yırtmak, dâmenini çâk çâk etmek, eteğini açmak, tebessüm eylemek” tabirleriyle anlatılır. “Goncanın bâd-ı sabâ çâk etti zeyl-i ismetin / Bülbülân yâkūt-ı eşk-i terle tazmin ettiler” (Re’fet) beytinde, sabâ rüzgârının zoruyla açılan goncanın durumundan söz edilmektedir. Bu özellikleriyle gonca el değmemiş, iffetli, “pâk-dâmen”; gül ise katıla katıla gülen, her şeyi ortada, hafifmeşrep, güzellik pazarında satılan bir metâ, elden ele gezen bir “şâhid-i bâzâr”dır.
Kaynak: DİA
YORUMLAR