Diyanet İşleri Başkanı Görmez'den Duâ Çağrısı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara’da meydana gelen terör saldırısına karşı vatandaşlara birlik, beraberlik ve dayanışma çağrısında bulunarak, “Önümüzdeki Cuma sabahı milletimizin bütün fertlerini camilerimizde dualarımızı birleştirmeye davet ediyorum.” dedi.

Bektaşi Lideri Baba Mondi’yi kabulünde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek yakınlarına başsağlığı dileklerini yineledi.

Bu tür saldırıların insanlığa yönelik olduğunu, insanlığı katletmeye yönelik olduğunu kaydeden Başkan Görmez, şunları söyledi;

“Bu katliamlar sadece insanları değil, insanlığı öldürmeye yöneliktir…”

Ankara'da meş’um bir katliamda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Evlerimize, hanelerimize ateş düştü. Hayatını kaybeden canlarımızın, kardeşlerimizin ailelerine, annelerine, babalarına, eşlerine, yakınlarına ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Allah, bu tür felaketleri milletimize bir daha asla göstermesin. Bu hadiseler sadece insan öldürmekten ibaret değil, insanlığı öldürmektir, insanlığı katletmektir. Bu katliamları yapan insanların insanlık adına, özgürlük adına, hak ve adalet adına söyleyebilecekleri hiçbir söz asla olamaz. Bu gibi zamanlarda milletimizin her ferdinin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmasının son derece önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Hayatını kaybeden kardeşlerimizin yakınlarının acılarına millet olarak ortak olmalıyız.

“Önümüzdeki Cuma sabahı, milletimizin bütün fertlerini camilerimizde dualarımızı birleştirmeye davet ediyorum…”

Önümüzdeki Cuma sabahı, kadınıyla erkeğiyle milletimizin bütün fertlerini, camilerimizde dualarımızı birleştirmeye davet ediyorum. Hem hayatını kaybeden kardeşlerimiz için, hem ülkemizin, milletimizin birliği ve beraberliği için, hem insanlığı yeniden yüceltmek için, insanlığın yeniden dirilişi için hep birlikte, kadınıyla erkeğiyle, namaz kılanıyla kılmayanıyla hepimiz önümüzdeki Cuma sabahı kendi mahallemizin, evimizin yakınındaki camiye koşarak kardeşlerimizle birlikte dualarımızı birleştirelim. İnsanlığın içine girdiği bu girdaptan, musibetten bir an önce kurtulması için, özellikle insanlık ailesine tarih boyunca büyük hizmetleri olmuş milletimizin, memleketimizin, ülkemizin; birliği, beraberliği ve kardeşliği için gönül gönüle verip, kalplerimizi birleştirerek, ruhlarımızı kaynaştırarak dualarımızı birleştirelim. ‘Amin’lerimizi birleştirelim.

“İnsanı insanın kurdu yapan düşünceleri terk ederek, aslanla ceylanı birlikte yaşatan felsefeye ihtiyacımız var…”

Bektaşi geleneğimizin büyükleriyle beraberiz. Bizim insanı insanın kurdu yapan düşünceleri terk ederek, aslanla ceylanı kucağına alan, aslanla ceylanı birlikte yaşatan felsefeye ihtiyacımız var. Hep birlikte bu düşünceler üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Bektaşi Lideri Baba Mondi ise, Ankara’da gerçekleşen saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek, yakınlarına ve Türk halkına başsağlığı dilleklerinde bulundu.

Ankara’daki saldırı haberini duyduklarında büyük bir acı hissettiklerini kaydeden Mondi, saldırıdan hemen sonra Türkiye’yi arayıp acılarını paylaştıklarını ve Türkiye’nin yanında olduklarını belirtti.

“Birlik ve beraberliğin önemli olduğu bugünlerde sizinle birlikte olduğumuzu göstermek, İslam’ın barış ve sevgi dini olduğunu göstermek için bugün buraya geldim…”

Bu tür faaliyetleri yapanların insan olmadığını söyleyen Mondi, şöyle konuştu;

“Bu tür faaliyetleri yapanlar aslında insan değildir. Savunmasız insanları öldürüyorlar. Bektaşiler nerede olursa olsunlar sizinle birlikteler. Sizin yanınızdadırlar. Hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum. Sabredenler her zaman kazanır. Bu tür olayların yaşanmaması için birlikte olmak gerekir. Allah’a dua edelim bu olay son olsun. Bir daha bu tür olaylar yaşanmasın. Birlik ve beraberliğin önemli olduğu bugünlerde sizinle birlikte olduğumuzu göstermek için bugün buraya geldim. İslam’ın barış ve sevgi dini olduğunu göstermek için bugün buraya geldim. Arnavutlar ve Türkler kardeştir. Birlikte dua etmemiz gerekir. Sizlere uzun ömürler diliyorum. Türk halkına başsağlığı diliyorum.”

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.