Diyanet, Şafii İlmihâli Hazırladı

Diyanet İşleri Başkanlığı, Şafii vatandaşların yoğun talebi üzerine, iki cilt halinde ‘Şafiî Fıkhı’ adlı yeni bir eser hazırladı. "Şafii Fıkhı" 20 Mayıs`ta okuyuculara sunulacak.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Keskin, iki ciltten oluşan kitabın beş yıllık bir çalışma neticesinde hazırlandığını söyledi.  Eserin ülkemizin pek çok yerinde bulunan Şafii kardeşlerimize, büyük hizmet sunma imkanını vereceğini ifade eden Keskin, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın 2010 yılında yayınladığı Şafii İlmihali`nin özet mahiyetinde bir kitap olduğunu belirterek “Şafii İlmihali kitabında sadece ibadetler bölümünü müstear bir şekilde okuyucuya anlatmaktaydı; ancak şimdi vatandaşlara arz edilecek olan Şafii Fıkhı, Türkiye`de telif olan ilk eser olacaktır. Kitabın bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracağı ümidindeyim” diye konuştu.

DİN GÖREVLİLERİ DETAYLI BİLGİ KONUSUNDA SIKINTILAR YAŞIYOR

Kurul Üyesi Keskin, Şafii İlmihali`nin 10 yıl önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki vatandaşların ve din görevlilerinin talebi üzerine hazırlandığını kaydetti. Keskin, imam hatip liselerinde ve ilahiyat fakültelerinde Şafii fıkhı üzerinde detaylı bilgi verilmediği için din görevlilerinin bu konuda sıkıntılar yaşadığını belirterek "Diyanet İşleri Başkanlığımız bu alanda görevlilerimize bilgi desteği sağlamak ve vatandaşlarımızı Şafii Fıkhı konusunda detaylı bir şekilde aydınlatmak üzere böyle bir kitap hazırlattı. Bu kitap kısa sürede tüketildi" şeklinde konuştu.

"ŞAFİİ FIKHI" 20 MAYIS'TA OKURLA BULUŞUYOR!

Şafii İlmihali`nin tükenmesi üzerine yeniden basılması için vatandaşların yoğun talebiyle karşılaştıklarını anlatan  Keskin, bunun üzerine Şafii İlmihalini genişleterek, “Şafii Fıkhı” ismiyle yayımlamaya karar verdiklerini bildirdi.

Keskin, iki cilt halinde yayımlanacak olan Şafii Fıkhı`nın, 20 Mayıs`tan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı`nın yurt genelindeki yayın satış bürolarında ve aynı zamanda da Diyanet Vakfının kitap satış merkezlerinde okuyucuya arz edileceğini ifade etti. Keskin konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şafii kardeşlerimizin kendi ibadetlerini, muamelelerini kendi mezhepleri doğrultusunda yaşamak istedikleri için böyle bir hizmeti onlara sunmak tabii ki, Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri arasındadır. Başkanlık bu görevi yerine getirmiş olmanın haklı bir sevincini yaşamaktadır."

Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Keskin, Şafii Fıkhı kitabında, inançlarla ilgili bir bölümün yanı sıra muamelat denilen aile hukuku, ticaret hukuku gibi konuların detaylı bir şekilde ele alındığını sözlerine ekledi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.