Diyanet'ten Uyuşturucuyla Mücadele Ekibi

Diyanet İşleri Başkanlığınca, uyuşturucu ile mücadele amacıyla her ilde özel koordinatörler görevlendirilecek.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile yürüttüğü manevi destek hizmetlerini, madde bağımlılığı konusundaki mücadeleye verdiği destekle de sürdürüyor.

Uyuşturucu ile Mücadele Kurulu üyeleriyle, Diyanet İşleri Başkanlığının ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, planlanan faaliyetler ele alındı.

Vaaz, hutbe, toplantı ve konferanslarla uyuşturucu ile mücadelede toplumsal katılım, talep azaltımı, rehabilitasyon ve sosyal uyum sürecinde verilen desteğin önemine vurgu yapılan toplantıda, bu seneden itibaren yapılması planlanan faaliyetlere ilişkin bilgi verildi.

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE DİN GÖREVLİLERİNE EĞİTİM

Toplantıda, uyuşturucu ile mücadele kapsamında alanında uzman kişiler tarafından din görevlilerine yönelik eğitimlerin verildiği hatırlatılarak, uyuşturucu ile mücadelede manevi destek hizmetleri için her ile özel koordinatörlerin atanacağı bildirildi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal toplantıda, Başkanlığın, ülkenin her noktasında din görevlileriyle birlikte toplumu ilgilendiren tüm konularda görev yaptığını, bağımlılık konusunda da aynı hassasiyetle çalışıldığını belirtti.

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı ve Uyuşturucu ile Mücadele Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vural Kavuncu da Diyanet İşleri Başkanlığı ile uyuşturucu ile mücadele alanında iş birliği yapılmasının önemine değindi.

Toplantıya, Sağlık Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadeleden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Din Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yaşar Yiğit, Yeşilay Genel Müdür Yardımcısı Cihan Samancı'nın yanı sıra Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulunda temsil edilen bakanlıkların üst düzey temsilcileri de katıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, daha önce de madde bağımlılığı tedavisi gören gençleri umreye göndermişti.

Ayrıca, hastanelerde görevli manevi destek uzmanları, Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezine (AMATEM) ziyaretler yapıyor. Buralarda iftar ve kutlu doğum programları düzenlenerek, bağımlılıkla mücadele konusunda toplumda farkındalığın artmasına katkı sağlanıyor.

Kaynak: diyanet.gov.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.