Doğu Türkistan'da "amin" Demek Yasak!

Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Erkinbeğ Uygurtürk, Çin'in Doğu Türkistan'daki baskı ve zulümlerinin arttığını belirterek, "Çin, namazda Fatiha Suresi okunduktan sonra yüksek sesle 'amin' demeyi bile yasakladı" dedi.

Uygurtürk yaptığı açıklamada, Çin'in Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve şiddetin dozunun her geçen gün arttığını belirtti.

Uygur Türklerinin uzun zamandır diken üstünde yaşadığını ifade eden Uygurtürk, "Çin, Doğu Türkistan'da İslam'ı yok etmek ve insanların inançlarını yaşamaması için her türlü baskı ve zulmü yapıyor" diye konuştu.

Çin'in Doğu Türkistan'da ramazan ayında orucu yasakladığını anlatan Uygurtürk, "Ayrıca gençlerin camiye girmeleri, kızların 110 santimetreden uzun etek giymeleri, devlet memurlarının evlerinde Kur'an-ı Kerim ve seccade bulundurmaları ve açık alanlarda namaz kılınması da yasaklandı" dedi.

Uygurtürk, "Çin'in baskı ve zulümleri o kadar arttı ki, namazda Fatiha Suresi okunduktan sonra yüksek sesle 'Amin' demeyi bile yasakladı" ifadesini kullandı.

Uygurlar'ın dinine çok bağlı olduklarını, İslam'ı hakkıyla yaşamaya çalıştıklarını aktaran Uygurtürk, oradaki insanların İslam aşkını yok etmek için Çin'in her türlü yola başvurduğunu, asker ve polisler aracılığıyla uyguladığı şiddeti en üst seviyeye çıkardığını söyledi.

"UYGUR TÜRKLERİ TERÖRİST OLMADI"

Çin'in yaptığı zulümle insanların özgürlük konusundaki mücadele şevkini kırmaya çalıştığını dile getiren Uygurtürk, şöyle devam etti:

"Doğu Türkistanlılar için yaşam felsefesi özgürlüktür. Çin de bunu çok iyi biliyor. Özgürlük isteyen Uygur Türklerine karşı zulmediyor. En son Kaşgar'da kardeşimizi katlettiler. Bizim iletişim ağımız çok fazla yok. Çin, demir perdelerle ördüğü Doğu Türkistan'la iletişim sistemlerini kesiyor. Telefon, internet hepsini yasaklıyor. Akrabaları olan kardeşlerimiz var, kaç zamandır haber alamıyorlar, hayatlarından endişe ediyoruz."

Çin'in, Doğu Türkistanlıları dünyaya terörist olarak tanıtmaya çalıştığını belirten Uygurtürk, "Radikal İslamcı gruplarla hareket ediyormuş gibi bir izlenim vermeye çalışıyor. Böylelikle dünya kamuoyunda Doğu Türkistan'a karşı bir antipati oluşturmaya çalışıyor ama bunu başaramayacak. Uygur Türkleri hiçbir zaman terörist olmamıştır. Doğu Türkistanlıların tek derdi ay yıldızlı gök bayraklarını Doğu Türkistan semalarında özgürce dalgalandırmak, ibadetlerini özgürce ülkelerinde yapabilmektir" diye konuştu.

Doğu Türkistan'daki zulümlerin BM'de gündeme gelmesini istiyorlar

Uygurtürk, sadece Türkiye'den destek gördüklerini ifade ederek, İslam dünyası ve Türk cumhuriyetlerinin de Doğu Türkistan'a duyarlı olmasını beklediklerini vurguladı.

Konunun Türkiye önderliğinde Birleşmiş Milletler'de gündeme gelmesini isteyen Uygurtürk, Anadolu'da Doğu Türkistan'a karşı bir hassasiyet oluştuğunu, bunu uluslararası alana taşımaya çalıştıklarını vurguladı.

Doğu Türkistan'da insanların özgürlük mücadelesinin sönmeyeceğine dikkati çeken Uygurtürk, sözlerini şöyle tamamladı:

"Geçmişte de birçok kez özgürlük mücadelesine girişen Uygur Türkleri, Çin tarafından katledildi. Bundan sonra Uygur Türklerinin özgürlük ateşi daha da artacak. Doğu Türkistan'da halk artık bıçağın kemiğe dayandığını biliyor. 'Ya ülkemizde özgür olacağız, hür olacağız ya da hepimiz öleceğiz' diyorlar. Bu haklı mücadelemizde uluslararası kamuoyunu yanımızda görmek istiyoruz."

AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.