Doğum Korkusu Nasıl Yenilir?

Bebek sağlığı açısından önemli avantajlar sağlayan normal doğum, genellikle ağrı korkusu nedeniyle tercih edilmiyor. Peki doğal doğum ile sezaryen doğum arasındaki fark nedir? Doğum korkusu nasıl geçer? Anne adayları doğuma nasıl hazırlanmalı? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner cevapladı.

Doğal doğum, vajinal yoldan rahim kasılmaları ile başlayan ve rahim ağzında açıklık olması ile ilerleyen bir süreç. Bu süreçte önemli olan anne adayı ile doğumu gerçekleştirecek doktorun uyum içerisinde olması ve bebeğin sağlıklı bir şekilde doğması.

Sezaryen yöntemi ise vajinal yolla doğum yapamayan ya da bebeğin sıkıntıda olduğu durumlar gibi zorunlu hallerde yapılan bir cerrahi müdahale. Sezaryene bağlı olarak artan kanama, enfeksiyon, yapışıklıklara bağlı ağrı, bir sonraki gebelikte tekrar sezaryen zorunluluğu gibi komplikasyonlar nedeniyle normal doğum genellikle daha çok tavsiye ediliyor.

Normal doğumla anne hızla normal yaşantısına dönüp, doğum kilolarından kısa sürede kurtulabilirken, bebek de hayata daha kolay adapte oluyor. Bu yöntemin yaygınlaşması için, yanlış inanışların terk edilmesi, yararlarının iyi bilinmesi gerekiyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, anne ve baba adaylarına vajinal doğumun yararları, şekli ve süreçte yaşananlar doğru bir şekilde anlatılması, sağlıklı bir doğum için kaygıların giderilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

ANNE ADAYLARININ MOTİVASYONU ÇOK ÖNEMLİ

Bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına almak isteyen anne ve baba adaylarının gebelik sürecini iyi değerlendirmelerini öneren Öner, “Normal doğum için gebelik süresince doğum ve nefes egzersizleri yapılması çok önemlidir. Annenin doğum sürecinde yaşayacakları, ağrısız doğum, sezaryenin hangi durumlarda gerekli olabileceği gibi bilgiler ebeveyn adaylarına anlatılmalıdır. Anne adayı doğru bilgilendirme ve doktoruna olan güvenle normal doğum için motive olabilir.” dedi.

DOĞUMA HAZIRLIK KURSLARI BİLİNÇLENDİRİYOR

“Araştırmalarda, normal doğum yapacağına inanan kadınların % 90’ının doğumunu bu şekilde gerçekleştirdiği belirlenmiştir.” diye konuşan Öner, şöyle devam etti:

“Gebelik sürecinde doğuma hazırlık kursları ve doğum koçları da, normal doğum oranının artmasında etkili olmuştur. Kurslara giden anne ve baba adaylarının büyük bir bölümünün normal doğumu tercih ettiği bilinmektedir. Doğum öncesinde anne adayında çatı ve çıkım bölgelerinin normal doğuma uygun olması çok önemlidir. Gerekli muayene ve değerlendirmeler yapıldıktan sonra anne adayı normal doğum sürecine hazırlanır.”

ANNE NORMAL DOĞUMA HAZIRLANMALI

Doğum pozisyonu ve bebeğin kilosu normalse her anne adayının normal doğum yapabileceğini dile getiren Öner, “Doğum sırasında bebeğin kalp atımlarında bozukluk yoksa ve etkin ağrılarla doğum ilerliyorsa normal doğum kesinlikle gerçekleşir. Hem anne hem de baba adayının en çok endişelendiği durum, doğum sırasında olabilecek komplikasyonlardır.

Hekimler bu konuda anne ve baba adaylarını mutlaka bilgilendirmelidir. Varsa önceki gebelik süreci, beslenme önerileri, alınması ya da alınmaması gereken besinler, gebelikteki tarama testleri ve kullanılması gereken ilaçlar konusunda uzman hekimlerin bilgi vermesi anne adayının sağlığı açısından önemlidir.” ifadesini kullandı.

İslam ve İhsan

BEBEK DOĞUNCA NELER YAPILMALI?

Bebek Doğunca Neler Yapılmalı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.