Dondurmada Renklendiricilere Dikkat!

Prof. Dr. Fatih Gültekin, sade ve kakaolu dondurmaların daha güvenilir olduğunu belirtti. İçindeki renklendiricinin bilinmediği meyveli dondurmalar yerine sade ya da kakaolu olanlar tercih edilmeli. Yaz mevsiminde çok tercih edilen dondurmaya talep, ortaya konulan çeşitlerle daha da artırılmaya çalışılıyor.

MEYVELİ DONDURMALARDAKİ RENKLENDİRİCİLERE DİKKAT

Dondurmanın asıl maddesinin süt, salep ve şeker olduğunu belirten Gültekin, bu şekildeki bir dondurmanın önemli miktarda tüketilmesinin sağlık açısından faydası bulunacağını anlattı. Ticari kaygılarla üretilen dondurmalarda sağlık konusunda sıkıntı yaratacak katkı maddeleri bulunabileceğine dikkat çeken Gültekin, bunlardan birinin de meyveli dondurmalarda kullanılan renklendiriciler olduğunu kaydetti.

SAPSARI OLAN LİMONLU DONDURMADAN UZAK DURUN

Doğal renklendiricilerin risk oluşturmadığını ancak sentetiklerin insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Gültekin, şöyle konuştu: "Limonlu dondurma aldınız. Rengi sapsarıysa, orada boya kullanıldığı bellidir. Çünkü limonu kattığınız zaman rengi beyazdan sarıya çok hafif döndürebilir ama sapsarı olmaz. Burada kullanılan sentetik renklendiriciyse biz bunu tercih etmeyeceğiz.

Sentetik renklendiricilerin bir kısmı DNA hasarı oluşturma, bir kısmı alerjik hastalıklara yol açma, bir kısmı ise kanser riskini artırma potansiyeline sahip. Yine sentetik gıda boyaları hiperaktiviteyi artırıyor. Hiperaktif çocuğunuz varsa sentetik gıda boyalarından uzak durmanız lazım."

EN GÜVENİLİR OLANI SADE VE KAKAOLU DONDURMA

Meyveli dondurmanın sentetik renklendirici içermediğinden emin olunması gerektiğini ifade eden Gültekin, "Limonlu dondurma alacaksanız beyaz olmalı, hafif sarıya çalabilir. Çilekli dondurma alacaksanız hafif pembe olmalı. Eğer hiçbir şey bilmiyorsak, sade ve kakaolu dondurma, sentetik boyalar açısından daha güvenilir" dedi.

Açık dondurma alındığında, bunda hangi renklendiricinin kullanıldığının sorgulanması gerektiğini anlatan Gültekin, kapalı dondurmanın da paket bilgilerine bakılması gerektiğini sözlerine ekledi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.