Dua Nasıl Yapılmalı?
Duâda istenen, ilâhî rahmet ve merhamettir. Bu itibarla duâda yüreklerden ilâhî dergâha yükselecek ilk ifâde; âsîlik, günahkârlık, zayıflık ve acziyetin îtirâfı olmalıdır.
Duâ, sonsuz kudret sâhibi Cenâb-ı Hakk’a, acziyetimizi müdrik bir şekilde yönelerek, O’nun huzûrunda teslîmiyet ve sükûnetle boyun eğmemizdir. Gerçekten, duâlara acziyet ve kusûrunu îtiraf ile başlamak, merhamet-i ilâhiyyeyi dâvette ve dolayısıyla duânın makbûl olmasında, büyük bir tesiri hâizdir. Nitekim Âdem ile Havvâ -aleyhimesselâm- âyet-i kerîmede bildirildiği üzere, duâlarında Cenâb-ı Hakk’a şöyle ilticâ etmişlerdir:
HZ. ÂDEM'İN (AS) İBRETLİK DUÂSI
“(Âdem ile zevcesi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyân edenlerden oluruz.” (el-A’raf, 23)
Bir başka âyet-i kerîmede de Yûnus -aleyhisselâm-’ın Hakk’a ilticâsı şöyle bildirilmektedir:
“Zünnûn’u da (Yunus’u da zikret). O öfkeli bir hâlde geçip gitmiş, bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzîh ederim. Gerçekten ben zâlimlerden oldum!» diye niyâz etti.” (el-Enbiyâ, 87)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları