Duhân Suresi 59. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Duhân Suresi 59. ayeti ne anlatıyor? Duhân Suresi 59. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Duhân Suresi 59. Ayetinin Arapçası:
فَارْتَقِبْ اِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ
Duhân Suresi 59. Ayetinin Meali (Anlamı):
Artık sen neler olacağını gözetle! Zâten onlar da senin başına bir felâket gelmesini gözetleyip durmaktadırlar.
Duhân Suresi 59. Ayetinin Tefsiri:
En büyük ilâhî rahmet tecellisi olan Kur’ân-ı Kerîm, okuyup anlamamız ve hayatımızı ona göre tanzim edip düzenlememiz için kolaylaştırılmıştır. Bunu ifade etmek üzere “teysîr” kelimesi kullanılır. اَلتَّيْس۪يرُ (teysîr), bir şeyde yüsr meydana getirmek demektir. Yüsr ise kolaylık, bir şeyi elde etmede külfetin ve zorluğun ortadan kalkmasıdır. Kur’ân Allah’ın kelamıdır. Onun kolaylaştırılmasından maksat, kelamda söz konusu olabilecek bir kolaylaştırmadır. O da dinleyenin, konuşanın kastettiği mânaları, hiç bir zorluk ve kapalılık olmadan anlaması ve zihnine yerleştirmesidir.
Kur’ân-ı Kerîm’in iki yönden kolaylaştırıldığından bahsedilebilir:
Birincisi; lafız yönünden kolaylaştırılmıştır. Kur’an kelimelerinin ve terkiplerinin fesahati en yüksek derecededir. Kur’ân’ın nazmı güzel, lafızları fasih ve selîs, mânaları doğru ve yücedir. O, kulağı tırmalayacak bozukluklardan uzaktır. Onun kıraatı ve hıfzı kulağa gayet tatlı ve hoş gelmekte, kalbi de hemen etkisi altına alıp sevinç ve sürûrla doldurmaktadır. Onun ezberlenmesinin dillere kolay gelmesi bu yönüyledir. Kur’an, o kadar muhteşem bir üslup ve ahenge sahiptir ki, hiç bir şey anlamayan kimseler bile ondan bazı şeyler anlar gibi olurlar. Özellikle mü’minler onu dinlemekten ve anlamaktan bıkmazlar. “Ben onu daha önce dinledim ve anladım, bir daha dinlememe gerek yok” diyemezler. Bilakis zaman ilerledikçe ondan aldıkları haz ve bilgiler arttıkça artar.
İkincisi; mâna yönünden de kolaylaştırılmıştır. Onun terkiplerinden mânalar açıkça çıkarılabilir. Belli hedefler için konulmuş olan terkiplerin ihtiva ettiği mânalar boldur. Bunlar üzerinde tefekkür edenler, her düşündükçe bir kısım mânalardan diğer bir kısım mânalara ulaşabilir. Kur’an nazmı en fasîh, daha çok mâna ihtiva etmek için lafız ve terkip bakımından en müsamahalısı olan Arap diliyle telif edilmiştir. Kur’an’ın terkipleri fesahat ve belağat açısından Arap dilinin imkân tanıdığı en yüksek seviyededir. Dolayısıyla bu özellik, Kur’an’ın hem lafız hem de mâna yönünden kolaylaştırılmasına yardım etmektedir. Ayrıca Kur’an’a muhatap olan ilk toplumun temiz akıllı, çabuk anlayışlı, duyduğunu hemen ezberleyen, ezberlediğini uzun müddet hatırında tutan bir yapıya sahip olmaları da Kur’ân’ın kolaylaştırılmasının bir diğer boyutunu ortaya koymaktadır. (İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, XXVII, 188-189)
Bu hususiyetleriyle Kur’an, dillerle okunacak, kalplerle idrak edilecek, dilden dile gönülden gönüle yayılacaktır. Bu durum, Peygamber ve mü’minler için parlak bir istikbal müjdelerken, kâfirler için büyük bir tehdit ihtiva etmektedir. Onların Peygamber ve müslümanların aleyhinde bekleyip durdukları felaketler, dünya ve âhirette hep kendi başlarına gelecektir. Aslında onların bekledikleri, kendi felaketleri ve acı sonlarıdır!
Nitekim Duhân sûresini takip eden Câsiye sûresinde, vukuu heyecanla gözetilen bu şeylerin genişçe izahı yapılacaktır:Duhân Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Duhân Suresi 59. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR