Dünya Gıda Programı: 74 Ülkede 343 Milyon Kişi Akut Gıda Güvensizliği Yaşıyor

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP), 74 ülkede 343 milyon kişinin akut gıda güvensizliği yaşadığını ve 2025 yılında insani yardım gereksinimlerine yanıt vermek için 16,9 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Merkezi Roma'da bulunan BM kuruluşu, 2025 Küresel Görünüm Raporu'nu kamuoyuna duyurdu.

WFP'den yapılan yazılı açıklamada, "2025 Küresel Görünüm Raporu, 74 ülkede 343 milyon insanın akut gıda güvensizliği yaşadığını, geçen yıla göre yüzde 10 artış olduğunu ve bunun pandemi sırasında kaydedilen rekor seviyeye çok yakın olduğunu gösteriyor." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, küresel gıda ihtiyaçlarını ve ihtiyaçlarla kaynaklar arasındaki boşluğu gidermek için 16,9 milyar dolar gerektiği belirtilerek, "WFP'nin, 2025 yılında en çok açlık çeken 123 milyon kişiye yardım etmek için ihtiyaç duyduğu 16,9 milyar dolar, dünyanın sadece iki haftada kahveye harcadığı miktara yakın." değerlendirmesinde bulunuldu.

WFP'nin rapordan öne çıkan detayları paylaştığı açıklamasında, Asya ve Pasifik bölgesi için 2,5 milyar dolara, Sahra Altı Afrika için 8,4 milyar dolara, düşmanlıkların ve çatışmaların sürdüğü; Gazze, Suriye, Ukrayna ve Yemen'in dahil olduğu Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Ukrayna’da milyonlarca kişi için 4,9 milyar dolara ve Latin Amerika ve Karayipler için 1,1 milyar dolara ihtiyaç olduğu kaydedildi.

Açıklamada, Gazze ve Sudan'ın yanı sıra Güney Sudan, Haiti ve Mali'nin bazı bölgelerinde felaket boyutundaki açlığın endişe verici düzeye ulaştığı anlatıldı.

İhtiyaç duyulan bölgelere dair detaylı açıklamada, Gazze'deki durumun vahametini sürdürdüğü aktarılırken, "Nüfusun yüzde 91'i akut gıda güvensizliği yaşıyor ve bunların yüzde 16'sı felaket koşullarında yaşıyor." denildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen WFP İcra Direktörü Cindy McCain, "Küresel insani ihtiyaçlar, yıkıcı çatışmalar, daha sık meydana gelen iklim felaketleri ve kapsamlı ekonomik çalkantılarla körüklenerek artıyor. Ancak finansman bu hızla baş edemiyor. WFP olarak, açlığın olmadığı bir dünya elde etmeye adadık kendimizi. Ancak oraya ulaşmak için uluslararası toplumdan acilen mali ve diplomatik desteğe ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.