Dünya Hayatının Tekrarı Yok
Dünya hayatı geçici midir? Ömrümüzü nasıl değerlendirmeliyiz? Bırakıp gideceğimiz fânî dünya için ne kadar, ebedî hayatımız için ne kadar gayret gösteriyoruz?..
Güneş ve Ay, semâda dönen iki takvim. İnsan o iki takvime göre hayatının vakitlerini ayarlıyor.
FIRSAT TAKVİMİ
Fakat insan da bir takvimle dünyaya geliyor. Ömrümüz, sayılı günlerden ibâret bir fırsat takvimi. Üstelik metrajı belli olmayan bir makara gibi; ne zaman, hangi mekânda kopacağı meçhul. Bu yüzden kabre her an hazır olmak zarurî…
AHİRET İÇİN NE KADAR ÇALIŞIYORUZ?
Görünmez bir el, her gün ömür takvimimizden bir yaprak koparıp ecel rüzgârlarına bırakıyor. Alıp verdiğimiz her nefes, bizi dünyadan biraz daha uzaklaştırıp, kabre bir adım daha yaklaştırıyor.
O hâlde düşünmeliyiz ki; bırakıp gideceğimiz fânî dünya için ne kadar, ebedî hayatımız için ne kadar gayret gösteriyoruz?..
DÜNYA HAYATININ TEKRARI YOK
Ömür sermayesini gaflet içinde ziyan edenler, âhirette kendilerine yeniden bir mühlet verilmesini isteyecekler. Fakat ömür bir sefere mahsus verilen bir nîmet. Dünya hayatının tekrarı yok. Dünyevî imtihanlarda kaybedersek, tekrar telâfi imtihanına girebiliriz. Fakat hayat nîmetinin ne tekrarı var, ne de telâfisi.
Üstelik Cenâb-ı Hak bizleri her gece ölümün kardeşi olan uykuya daldırıyor ve her sabah da âdeta bir “ba‘sü ba‘de’l-mevt” yani “ölümden sonra diriliş” tatbikâtı yaşatıyor. Böylece Rabbimiz bize her sabah ömür takviminden yeni bir sayfa daha açarak âdeta yeni bir fırsat ve mühlet ihsân ediyor.
Bu ilâhî tanzim, bizlere öldükten sonra tekrar dünyaya geri dönmek isteyenlerin fecî pişmanlığını düşündürmeli ve uhrevî gayretlerimizi artırmaya vesîle olmalıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları
YORUMLAR