Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Kurulu'nda Gazze Vurgusu

Katar'ın başkenti Doha'da yapılan Dünya Müslüman Alimler Birliği 6. Genel Kurulu'nda en önemli gündem maddesi Gazze olurken, Birliğin bu konuda oluşturulabilecek tüm girişimlere öncülük edebileceği belirtildi.

Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği’nin genel başkanlığa seçildiği genel kurulda, Birliğin yeni genel sekreteri ise Ali Muhammed el-Sallabi oldu.

Türkiye'den İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in genel başkan yardımcısı seçildiği genel kurulda, 31 yeni mütevelli heyeti üyesi de belirlendi.

"Birlik Gazze için oluşturulabilecek tüm girişimlere öncülük edebilir"

Yeni mütevelli heyetinde yer alan Yazar Recep Songül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birliğin Doha'daki yeni yerine taşınması ve yeni projelerle ilgili çalışmaların sürdüğünü belirtti.

En önemli merkezlerinden, İstanbul şubesinin daha aktif hale getirilmesinin de gündemde olduğunu aktaran Songül, "Önümüzdeki dönemde Birliğin dünya üzerinde faaliyet gösteren STK'ların Filistin konusunda harekete geçirilmesi adına bir çalışması da gündemde. Dünya Alimler Birliği bu genel kurulda özellikle Gazze meselesine dikkatleri çekmek istedi. Bu konularda bizler de ciddi sorumluluk hissediyoruz. Burası bir hizmet alanı, diliyoruz ki bunun hakkını verebiliriz." ifadelerini kullandı.

Birliğin İsrail'in Gazze'ye yönelik ihlalleri konusunda farkındalık oluşturabilecek çalışmalara öncülük edebileceğinin vurgulayan Songül, "Dünya Müslüman Alimler Birliği, Gazze konusunda oluşabilecek bütün heyetlerin içerisinde bulunabilir ve bu konuda farkındalık oluşturulabilecek tüm girişimlere öncülük yapabilir. Bu konuda da Birliğin bir mesajı, bir çağrısı ve hatta çalışmaları var." dedi.

"Dünya Müslüman Alimler Birliği kurumsal bir yapıya dönüştü"

Dünya Müslüman Alimler Birliği Türkiye Temsilcisi Abdulvahap Ekinci ise Karadaği’nin yeni başkan seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Yıllardır Dünya Müslüman Alimler Birliğinin genel sekreterliğini yapan Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği genel başkanlığa seçildi. Herkesin aday olabileceği bir seçimde Karadaği hocanın tek aday olarak seçilmesi aslında buradaki alimlerimiz arasında bir birlik olduğunun da bir göstergesi." değerlendirmesinde bulundu.

Birliğin kurumsallaşma anlamında önemli bir adım attığını dile getiren Ekinci, "Birliğin kurucusu Yusuf el-Karadavi hocanın yokluğunda yapılan ilk genel kurulda hocalarımızın böylesine bir birlik içerisinde olması Birliğin daha da kurumsallaşması adına önemli bir adım oldu. Çünkü kurucuların yokluğunda kurumların kurumsallaşmaya gitmesi gerekli bir hal oluyor. Bu genel kurulla birlikte Birlik bir kurumsal kimliğe bürünmüş oldu." ifadelerini kullandı.

Dünya Müslüman Alimler Birliğinin tamamen sivil bir inisiyatif olduğuna dikkati çeken Ekinci, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin genel kurulda önemli mesajların verildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Gazze'de aylardır devam eden barbarlık ve vahşet, ne insani, ne dini, ne de ahlaki olarak kabul edilemez. Genel kurulda da bu konuda tüm insanlığın yanı sıra alimlere düşen görevlerin altı çizilerek ifade edildi. Başta Müslümanlar olmak üzere bu konuda kimsenin sessiz kalmaması gerektiği belirtildi. Genel kurulda en kısa zamanda ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne kavuşturulması ve zulümlerin son bulması için gereken sorumlulukların yerine getirilmesi üzerine duruldu"

Dünya Müslüman Âlimler Birliği 6. Genel Kurulu bugün açıklanacak sonuç bildirgesiyle sona erecek.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.