Dünya Müslüman Alimler Birliği'nden İsrail'e Karşı Cihat İlanı

Dünya Müslüman Alimler Birliği, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı tüm Müslümanlara silahlı cihadı farz kıldığını belirten bir fetva yayınladı.

Dünya Müslüman Alimler Birliği Fetva Komitesi, soykırımcı İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ve ateşkesi ihlali karşısında tüm Müslümanları silahlı cihad yapmaya çağıran bir fetva yayınladı. Fetvada, ayrıca acilen bir "İslami askeri ittifak" kurulması çağrısı yapıldı.

Fetvada, Arap ve İslam ülkelerinden derhal askeri müdahalede bulunmaları ve işgalci İsrail’i kara, deniz ve havadan ablukaya almaları istendi.

FETVANIN ANA MADDELERİ

Silahlı Cihadın Farz Olması: Fetvaya göre, Filistin’deki işgalci güce karşı her müslümanın silahlı cihad yapması farzdır.

Askeri İttifak Çağrısı: Ümmeti korumak ve saldırganları püskürtmek için acil olarak bir “İslami askeri ittifak” kurulması gerektiği vurgulandı.

Mali ve Hukuki Destek: Direnişe askeri, mali ve hukuki destek sağlanmasının önemi belirtildi.

İsrail ile İlişkiler: İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesinin şeriatla çeliştiği, İsrail’e petrol ya da doğalgaz sağlanmasının yasak olduğu ifade edildi.

Barış Anlaşmaları: Bazı Arap ülkelerinin İsrail ile imzaladıkları barış anlaşmalarının gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.

Gazze’ye Destek: Gazze’deki direnişi desteklemek amacıyla mali cihad yapılmasının ve Gazze’ye geçişlerin açılmasının zorunlu olduğu kaydedildi.

Amerika’daki Müslümanlara Çağrı: Amerika’daki Müslüman diasporasına, Başkan Donald Trump’a “saldırıyı durdurma ve barışı getirme” vaadini yerine getirmesi için baskı yapmaları çağrısı yapıldı.

Geçtiğimiz yıl, Ekim 2023'te Muntada Al-‘Ulama' adlı uluslararası bir İslamcı alimler forumu da benzer şekilde, tüm Müslümanlar için İsrail'e karşı cihadı farz kıldığını ve Hamas ile diğer Filistinli grupları desteklediğini açıklamıştı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.