Dünyâya İbret Gözüyle Nasıl Bakabiliriz?

Hayattaki her nîmet gibi mahrûmiyetlerin de ilâhî bir imtihan tecellîsi olduğunu, hatırımızdan çıkarmamalıyız. Şâyet Allah bir şeyi nasip etmemişse, bunu da gönül gözüyle okuyup; “Bunda da bir hayır vardır.” diyerek her hâlükârda şükredebilmeliyiz. Zira gaybı bilen, yalnız Cenâb-ı Hakʼtır.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (el-Bakara, 216)

HÂDİSELERDEKİ İBRETİ GÖREBİLMEK

Kâinat kitabındaki bu manzaralar gibi insanın hayatta karşılaştığı hâdiseleri de ibret nazarıyla okuması îcâb eder. Zira her oluş, hassas ve rakik bir gönül sahibi olan insana ince mesajlar verir.

Meselâ bir hasta gördüğümüz zaman düşünmeliyiz: “Ben de aynı durumda olabilirdim. Bu hasta insan, şu anda etrafından şefkat, merhamet ve alâka görmeye muhtaç. Demek ki benim ona yakınlaşıp onun sıkıntısını gidermeye çalışmam lâzım. Onun eksiğini telâfî edip muzdarip gönlünü tesellîye çalışmam lâzım. Zira Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem- sık sık; «Bugün bir hasta ziyaret eden var mı?» diye sorardı…”

Yine bir trafik kazası gördüğümüz zaman; “O kazanın içinde ben de olabilirdim. Yahut en yakınlarım olabilirdi.” diye düşünerek sahip olduğumuz hayat, sıhhat ve âfiyet nîmetleri için şükretmeliyiz.

ibadetkabulu2

Bir yetim gördüğümüzde, o yetim bizi hissen tâ Peygamber Efendimiz’e kadar götürmeli, Efendimiz’in de bir yetim olarak dünyaya geldiğini hatırlatıp onlara karşı vazifelerimizi düşündürmeli. Bu husustaki durumumuza dâir bir nefis muhâsebesine sevk etmeli...

Öte yandan, hayattaki her nîmet gibi mahrûmiyetlerin de bir imtihan cilvesi olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız.

Şâyet Allah bir şeyi nasîb etmemişse, bunu da gönül gözüyle okuyup; “Bunda da bir hayır vardır.” diyerek her hâlükârda şükredebilmeliyiz.

HAYATTAKİ SÜRPRİZLERE KARŞI ŞÜKÜR HALİNDE OLMAK

Meselâ Allah bir evlât nasîb etmemişse, kahır gibi görünen bu hâdisede nice lûtufların gizli olabileceğini düşünmeliyiz. Zira nice anne-babalar, evlâtlarının içine sürüklendikleri cinayet, fuhuş, narkotik, inançsızlık gibi rezillikler sebebiyle, evlât sahibi olmanın sevinciyle aslâ kıyaslanamayacak derecede şiddetli üzüntü ve pişmanlıklar yaşamaktadırlar.

Hayâtın hangi sürprizlere gebe olduğunu bilemeyeceğimiz için içinde bulunduğumuz her hâle şükredebilme firâset ve dirâyetini göstermeye çalışmalıyız. Çünkü bâzen Allâh’ın kahrı lûtuf içinde saklı, bâzen de lûtfu kahır içinde gizli olabilmektedir.

Unutmayalım ki fânî bir imtihan âleminde bulunuyoruz. Burada asıl mesele de, Cenâb-ı Hakk’a güzel bir kullukta bulunabilmektir. Bu yüzden hayâtın basit engellerine takılmadan gönlümüzün huzurunu muhâfaza etmeliyiz.

Kaynak: Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2011

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.