Düşünmemiz Lazım
Sel felâketleri, önü alınamayan büyük yangınlar, zelzeleler, tsunamiler ve salgın hastalıklar tesadüfen mi geliyor ve yoksa birer ilahi ikaz mıdır?
Her hâdisenin zâhirî sebeplerine bakılır. Hâlbuki arka plânında muhakkak bir de bâtınî sebepler vardır.
Cenâb-ı Hak kâinattaki umûmî işleyişi belli bir periyoda bağlamıştır. Kimse Güneş’in ve Ay’ın doğup batmasından, atmosferdeki oksijen ve azot miktarının değişeceğinden endişe etmez. Zira bunlar hep aynı nizam ve ölçü içinde devam eder. Bu sebeple onları tabiî karşılıyoruz.
Fakat Cenâb-ı Hak bazı şeyleri de “ilâhî îkaz” hikmetine binâen, belli bir periyoda bağlamadan gerçekleştiriyor. Bunlar vesîlesiyle hem Yüce Zât’ının kudret ve azametini, hem de insanoğlunun hiçlik ve acziyetini hatırlatıyor. Kullarını; ibret almaya, tefekküre, tevbe ve istiğfâra davet ediyor.
DÜŞÜNMEK LAZIM
Hakîkaten düşünmemiz lâzım:
Kâinatta bir yaprak bile Cenâb-ı Hakk’ın bilgisi ve irâdesi dışında düşmezken, acaba ansızın çıkagelen sel felâketleri, önü alınamayan büyük yangınlar, zelzeleler, tsunamiler ve salgın hastalıklar tesadüfen mi geliyor? Kısa sürede bütün Dünyaʼyı âdeta esir alan virüs, acaba davetsiz mi geldi?
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları