Ebu Dücane’nin (r.a.) Takvası
İstisnasız bütün sabah namazlarını Peygamber Efendimiz’in ardında kılan Ebu Dücane’nin (r.a.) hemen her sabah namazının ardından alelacele mescidi terk etmesinin, Peygamber Efendimiz’i çok memnun eden sebebi…
Ebû Dücâne -radıyallahu anh- gönlü hakikat incileri ile bezenmiş yüce bir sahabi idi ve takvada en ileri derecede idi... Bütün namazlarını Cihan Peygamberinin arkasında kılıyordu. Cihan günlerini saadet cennetlerine döndüren Nur Asrı bütün ihtişamı ile devam ediyordu. Ve büyük kahraman Ebû Dücâne -radıyallahu anh- seher vakti gelir gelmez evinden çıkıyor, Mescid-i Nebevî’nin yolunu tutuyor, sabah namazlarını devamlı olarak Kâinatın Efendisi ile kılıyordu. Fakat namazı kılar kılmaz duâ ve tesbihleri beklemeden kalkıp gidiyordu…
NEDEN ACELEYLE ÇIKIP GİDİYORSUN
Bu husus Nebiyyi Muhterem’in dikkatini çekmiş olacak ki bir gün sordular: “Ey Ebû Dücâne! Neden acele çıkıp gidiyorsun?” Ebû Dücâne’nin -radıyallahu anh- gönül dudakları dile geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü” dedi. “Sana feda olayım... Sebebi şudur: Komşunun bahçesindeki hurmaların dalları, bizim evin önüne kadar sallanıyor, gecikecek olur isem bizim çocuklar uyanacak ve rüzgârın tesiri ile avlumuza dökülen olgun hurmaları bilmeyerek yiyecekler, midelerine haram lokma girmiş olacak... Buna meydan vermemek için dökülen hurmaları topluyor, komşunun evinin önüne bırakıyorum.”
Varlığın sebebi olan Rasûli Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- gökleri aydınlatacak şekilde tebessüm buyurdular ve memnuniyetlerini izhar ettiler.
İşte onlar öyle idi biz de böyleyiz… Haram helâl mefhumunu tanımayıp, milletin hakkını filler gibi yiyen bir cemiyette huzur olur mu? Ne diyelim…
Beşerin çırpınması hep saadet içindir,
Lâkin onun menbaı sadece yüce (din) dir.
Kaynak: Sadık Dana, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları