Ebû Hayseme (ra.) Tebük Seferine Neden Geç Katıldı?

PEYGAMBERİMİZ

Sahabeden Ebû Hayseme (ra.) Tebük seferine katılma imkanına sahipken neden orduya iştirâk etmedi ve daha sonra kendini helâk olmaktan nasıl kurtardı?

Orduya Tebük’te katılanlardan biri de Ebû Hayseme -radıyallahu anh- idi. O, başlangıçta seferin zor­luğu sebebiyle Medîne’de kalmış, orduya iştirâk etmemişti. Bir gün, bahçesin­deki çardakta âilesi kendisine mükellef bir sofra hazırlamış, onu yemeye çağırmış­lardı.

EBÛ HAYSEME (RA.) TEBÜK SEFERİNE NEDEN GEÇ KATILDI?

Ebû Hayseme -radıyallahu anh-, bu manzarayı görünce aklına Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve ashâbının hâli gelerek yüreği sızlamış ve kendi kendine;

“Onlar bu sıcakta Allah yo­lunda zorluklara katlanmaktayken, benim bu yaptığım olacak şey mi?” demişti. Bu nedâmetle, kendisi için hazırlanan sofraya hiç el sürmeden derhal yola düşmüş, Tebük’te İslâm ordusuna katılmıştı.

Onun geldiğini gören Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bu davranıştan memnun oldular ve:

“–Yâ Ebâ Hayseme! Az kaldı helâk olacaktın!..” buyurarak onun affı için Cenâb-ı Hakk’a duâ ettiler. (İbn-i Hişâm, IV, 174; Vâkıdî, III, 998)

Cenâb-ı Hak kullarına tâkatlerinin üzerinde bir teklifte bulunmaz. Fakat güç yetirebilecekleri işleri îfâ etmekten de mes’ûl tutar. İşte Ebû Hayseme’nin -radıyallahu anh- yaptığı da bir tâkat bedeli ödeme mâhiyetindeydi.

Bu hâdiseler bizler için canlı birer nasihattir. Maddî ve mânevî imkânlarımızı Hak yolunda ne kadar sarf edebildiğimizi mîzân etmeye ve mü’min olmanın mes’ûliyetlerini tefekkür etmeye birer vesîledir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları